Âşık Remzâni

 

 

 

TESLİM ABDAL   85

Hazırlayan:  Hasan OYTUN

 

Teslim Abdal kimdir sorusunu yanıtlamak zor. Çünkü karşımıza dört ayrı yerde ayrı ayrı zamanlarda yaşamış dört Teslim Abdal çıkarılıyor.

 

1) Teslim Abdal, Onyedinci yüzyılda yaşamış. Asıl adı Mehmed olan, Sultan Dördüncü Murad döneminin bir Bektaşi ulusu. Yeniçeri ocağının Halife Babası, yani Büyük Baba Efendisi. Bağdat seferine katıldığı öne sürülüyor.

 

2) Denizli'de tekke ve türbesi olan Teslim Abdal.

 

3) Denizli'de türbesi bulunandan ayrı bir Teslim Abdal ise Çorum'un Teslim köyünde tekkesi ve mezarı olan var.

 

4) Elazığ'ın Baskil ilçesine bağlı Şeyh Hasan (Şıh Hasan) köyünde olduğu öne sürülen Teslim Abdal.

 

Bunlardan hangisi doğru bilinemiyor. Şimdilik hepside karanlıkta. Biz hepsini birden sunuyoruz. Kesin bilgiler ortaya çıkıncaya değin böyle sürecek. Bunlar ayrı ayrı Teslim Abdal'lar da olabilir, bir Teslim Abdal da. Teslim Abdal şiirlerinde doğru yola girdikten sonra kişinin korkup çekineceği bir engel kalmadığını, Alevi-Bektaşi geleneğinde yol göstericilik duygusunun yoğunluk kazandığını, Kur'an surelerinin kişinin nesnel varlığında görünür duruma geldiğini, kişinin bir tür ''canlı Kur'an'' olduğunu sezer, sezinletir. vurgular ve sergiler. Onda Ali ve On iki imam sevgisi sevgilerin en yücesidir:

 

Kaynak:

Alevi-Bektasi Siirleri Antolojisi Cilt 3 İsmail Özmen

 

-1-

Adam sen Tanrı değilsin

Zor gelme pazın üstüne

Mademki yaradılmışsın

Doğru gel izin üstüne

 

Şüphen mi varki ölmeye

Sorulup suval vermeye

Haklılar hakkın almaya

Varusın divan üstüne

 

Ahırında öleceksin

Bir kuyuya varacaksın

Bir gün serbest olacaksın

Üç beş arşın bez üstüne

 

Dünyanın ötesi dardır

Dostluğu yok eğri yardır

Bir avuç toprağı vardır

Ağırı gözün üstüne

 

Dünyan güruhu nacidir

Önü tatlı sonu acıdır

Bet huyun kızgın saç olur

Düşersin yüzün üstüne

 

Teslim Abdal hak batına

İnanırsan ahretine

Kul giderse hak katına

Söz olmaz sözün üstüne

 

-2-

Aklını başına döşür,

Göz vardır bu gözden gayrı

Müslümanın dört şartı var,

Oruçdan namazdan gayrı

 

Sen özünü kulluğa sal

Kullukta ola sana yar

Nice haram zadeler var

Kumrudan gammazdan gayrı

 

Cihan mahluk ile doldu,

Müslümanlık helak oldu,

Halkın dilinde ne kaldı,

Habis, yalan sözden gayrı

 

Cemi cümlesi bu halda

Gezerler kavgayı kolda

Ne alakan var şu malda

Sekiz arşın bezden gayrı

 

Teslim Abdal hak batına

Şek getirme sıfatına

Kul giderse Hak katına

Söz olmaz sözün üstüne

 

-3-

Alem sele gitse sana nolacak,

Ağlama kuyuda gül Ali derler.

Hocam yitirmeden seni bulacak,

Doğru bize karşı gel Ali derler.

 

Doğruluban hayır işden gelirken,

Yetişiben düşmüş eli alırken,

Dünya bilgisiyle böyle bilirken,

İnanmaz kafirler Deli Ali derler.

 

Herkes bilgisince kuyu eşerse,

Herkes eşdiği kuyuya düşerse,

Bir kul hiç onulmaz derde düşerse,

Gel derdime derman bul Ali derler.

 

Kul olsam ben hocama yararım,

Eyüp gibi derde derman ararım,

Siyah zilif gılabadın tararım,

İnanmaz kafirler Kel Ali derler.

 

Her ne dersen vardır hub sıfatında,

Binmişsin, inmezsin aşkın atında,

İtikat ile inananlar katında,

Bazı bazı bize gül Ali derler.

 

Gerçek olanların yolu denilir,

İtikatla inananlar sevinir,

Ölmüş ölülerden çare umulur,

Bize yanmış, sönmüş Kül Ali derler.

 

Teslim Abdal heydur, doğan dulunur,

Özü Mansur olan darda çalınır,

Yedi iklim gezsen çetin bulunur,

Gene sende imiş yol Ali derler.

 

-4-

Arzulamış gelir koca Bağdad'ı

Şah Süleyman başı telli geliyor

Yardımcısı ola On İki İmam

Önü sıra serdar Ali geliyor

 

Yüz bini birden der Allah ım Allah

Yüz bini der Lailahe illallah

Yüz bin katarı ver, yüz bin de sipah

Yüz bini de darplı sallı geliyor

 

Mümünler Hu çeker, münafık erir

Müminin muradın ol Huda verir

Yüz bin de zırh geymiş sipahi gelir

Yüz bini de bahar ballı geliyor

 

Teslim Abdal der ki hep canlar canı

Bunca Süleyman'lar dünyada hani

Yüz bin nutku vardır yüz bin de canı

Yüz bin de kolu kolçaklı geliyor

 

-5-

Aşnamdan ayrıldım yamandır halim

Adettir aşıkın hali böyle olur

Yar aklımı aldı, çevirdi başın

Mecnun dedikleri deli böyle olur

 

Şu aşkın ateşi bağrımı yaktı

Ah ile feryadım göklere çıktı

Gözlerimden yaş yerine kan aktı

Yaz bahar ayının seli böyle olur

 

Teslim Abdal ben bu yoldan dönemem

Dünyadan piri elimden salmanam

Devlet sofrasına elim sunmanam

Saadetli Hünkar kulu böyle olur

 

-6-

Bağlandık on iki denge,

Üçyüzaltmış dal üstüne,

Akıl indirdi bir henge,

Hak'la rahmet kel üstüne.

 

Aşk ile olmuşam evlat,

Başımda var tacı devlet,

Anlımda secdayı davet,

Rızayı hal hal üstüne.

 

Kaşlarım kalem - i kudret,

Gözlerim nuru hasiret,

Burnumdaki buyu cennet.

Haler geldi dil üstüne.

 

Kulağım mani Muhammed

Dilimde kelimeyi şehadet,

Göksümde kuranı hikmet,

Haddi elif zal üstüne.

 

Elimde desti vilayet,

Belimde kemer - i hidayet,

Dizimde hizmeti ayet,

Ayak erkan yol üstüne.

 

Teslim Abdal heydur acel,

Kıblemizde kısmet gezer,

Yetişirse vermez mecel,

Verir Allah bol üstüne.

 

-7-

Başım denk yara rast geldi,

Ben cömert gördüm Allah'ı

Kula ihsanı bal imiş,

Hakk'ı zatından billahi

 

Çağırdım aşka getirdim,

Gamın yüzünü yitirdim,

Gece irfanda oturdum,

Bin yaşadım gencim daha

 

Okuttu bizi hocamız,

Genç oldu köhne kocamız,

Gündüz oldu bir gecemiz,

Ay gün doğmadı vallahi.

 

Yakından bir elçi geldi,

Gönül ikrarını saldı,

İnanırsan böyle oldu,

İnanmazsan bismillahi.

 

Teslim Abdal varı yoktan,

Hak var etti bizi yoktan,

Dişi hayal değil haktan,

Böyle gördüm sırullahi.

 

-8-

Benim bu sözlerim her daim sana,

Bir yuva yapıp da göçer imişsin.

Haklı nefeslerim kar etmez sana,

Buyruk okunurken kaçar imişsin.

 

Yazık senin endamına boyuna,

Muhabbetim vardır Havva soyuna,

Elin yetmez ab - i kevser suyuna,

Zehirden zıkkımdan içer imişsin.

 

Yıktığın her yere varan değilsin,

Ağyarsın ahrete yaran değilsin,

Çifte kantar yüke giren değilsin,

Kükrer deve gibi kaçar imişsin.

 

Hiç elin sözüne benzemez sözün,

Şu iki cihanda karadır yüzün,

Omuzu elifi kulağı, uzun,

Kösteği kırıp da kaçar imişsin.

 

Teslim Abdal eyder mevali başın,

Dünü günü koğdur kıybettir işin,

Terzisi mi oldun sen bu kumaşın,

Sındısın urmadan biçer imişsin.

 

-9-

Beş günlük dünyada hey adem oğlu

Kamillik kemalde halı gözle gel

Cümle alemin başı bir Hakka bağlı

Haklı kelam söyle diri gözle gel

 

Mülklüğe vermezler sana bu kanı

Hakkı batal edip incitme canı

Anadan doğdun ki bilki sen seni

Sakın diri bilme ölü gözle gel

 

Nefsine uyupda odlara yanma

Siyaset çekince ölürüm sanma

Kerkez gibi mundar üleşe konma

Duduyusan şeker balı gözle gel.

 

Şu nefsi zalimden gözün ayırma

Zulmeyleme imanını kayırda

Şaşkın olup gezme kırda bayırda

Kayadan düşersin yolu gözle gel

 

Teslim Abdal eder hule bazılar

Yıkılıp virana olur ölüler

Her ne iş tutarsan seni görürler

Boş bilme cihanı dolu gözle gel.

 

-10-

Bilmem amelimiz bilmem felimiz

Kadersiz kısmetsiz zamana kaldık

Esti bir ürüzgar soldu gülümüz

Kış olup baharsız zamana kaldık

 

Kaderimiz kara çıktı küremiz

Ah çekip ağlıyor kaşı karemiz

Derdimiz arttıkça azdı yaramız

Cerrahsız hekimsiz zamana kaldık

 

Birbirin incidir tutarlar kini

Kini olanın olmaz dini imanı

Cevahire denk ederler samanı

Böyle bir saygısız zamana kaldık

 

Hakkın emrine hiç doğru gitmezler

Allahdan korkarak haya etmezler

Bin nasihat etsen yine tutmazlar

Haksız hayırsız zamana kaldık

 

Hiddetlenip hırsa nefse uyarlar

Zalim olup mü'minleri döverler

Bal şeker dururken necaset yerler

Haksız adaletsiz zamana kaldık

 

Kutnu kumaş iken şimdi hiç oldu

Devir döndü zaman yine piç oldu

Geçmez altunumuz şimdi tuç oldu

Böyle bir sarraf sız zamana kaldık

 

Kimi Lut kavmi kimi esavi

Şekli insan fakat kendi hayvani

Huvarda zampara seçti parayı

Böyle bir edepsiz zamana kaldık

 

Harap oldu dünya yoktur memuru

Meydana koydular hayın ağyarı

At yerine bağladılar hımarı

Böyle bir acayip zamana kaldık

 

Teslim Abdal eder sırrım faş oldu

Bahar aylarımız gitti kış oldu

Mum gönüllerimjz kara taş oldu

Böyle itikatsız zamana kaldık

 

-11-

Bir bengi hayalda geldi gözüme

Deli gözler bizi şirin eyledi

Hakkın hikmetine akıllar ennez

Üstadımız bizi pişkin eyledi

 

Mahakate meyil kattığım için

Arzeyleyip hakka gettiğin için

Dünyayı ahrete sattığın için

Garibanlar bizi düşkün eyledi

 

İzin yok menzile varmayı aklar

İnsafı yitirmiş imanı yoklar

Aslı Küheylan ya alafı çoklar

Beslemiş beygiri eşkın eyledi

 

Medet mürvet gelin şunduşlu gezek

Dünya usul almış kuruyu duzak

İnsafı yitirmiş imandan uzak

Zulum var deccalı asker eyledi

 

Teslim Abdal yalan söze inanmaz

Pervaneler gibi ustalar yanmaz

Her çiçeğe konan bal eyler sanmaz

Şimdi bal eylemez arı çoğaldı

 

-12-

Bir dilek dilerim senden,

Hasan Hüseyin aşkına

Canımızı kurban verdik,

Hasan Hüseyin aşkına

 

Hak'ka verdim cümle varım,

Dergâhına yüzüm sürdüm

Canımı terceman kıldım,

Hasan Hüseyin aşkına

 

Gerçekler kalbini güder,

Nefsini dinleyen murdar

Verdiğin za'ya mı gider,

Hasan Hüseyin aşkına

 

Teslim Abdal eder doyur,

Seç özünü baldan ayır

Çıplak giydir bir aç doyur,

Hasan Hüseyin aşkına

 

-13-

Bir muradım var ola

İmam Hüseyin aşkına

Canımız kurban bu yola

İmam Hüseyin Aşkına

 

Hakk nasip eylese varsam

Dergahına yüzler sürsem

Canımı tercüman versem

İmam Hüseyin aşkına

 

Fehm eyledik fehmimizi

İkrar verdik serimizi

Yüzdürelim derimizi

İmam Hüseyin aşkına

 

Gerçekler kavlünü güder

Hırsa nefse olmaz heder

Verilen boşa mı gide

İmam Hüseyin aşkına

 

Teslim Abdal Eydir gavil

Sekiz yıl haneden ayrıl

Bir aç doyur çıplak geydir

İmam Hüseyin aşkına

 

-14-

Bu dünyadan o dünyaya giderken

Tu yüzüne, lanet şanına Yezit

Hak evini yıkıp harap edersin

Tu yüzüne, lanet şanına Yezit

 

Kara köpek gibi kuyruk vurursun

Gelene geçene havlar ürürsün

El sana güler, sen kime gülürsün

Tu yüzüne, lanet şanına Yezit

 

Teslim Abdal eydür, ihlasın kaim

Gözümde okum yok, vurup yıkayım

Yetmiş iki millet canın yakayım

Tu yüzüne, lanet şanına Yezit

 

-15-

Canım kurban olsun senin yoluna.

Adı güzel, kendi güzel Muhammed.

Söylenirsin cümle âlem dilinde.

Adı güzel, kendi güzel Muhammed.

 

Terâzinin bir ucunda Haydar oturur.

Yanı sıra cümle ümmet yetirir.

Elinde de yeşil sancak getirir.

Adı güzel, kendi güzel Muhammed.

 

Mümin olanların çoktur cefâsı,

Âhirette olur zevki sefâsı.

Onsekizbin âlemin mustafâsı,

Adı güzel kendi güzel Muhammed.

 

Sen bir Peygambersin şeksiz, gümansız.

Sana inanmayan dinsiz, îmansız.

Teslim Abdal neyler dünyayı sensiz.

Adı güzel, kendi güzel Muhammed.

 

-16-

Cümlemizde bir cur’adan kanarız,

Böyle bil ki yoktur bundan hosçası

Bir kişi Kemliği Özünde bilse,

Olur muhabbeti olmaz başka yer

 

Kâmilin sohbeti her dem ibadet,

Söyletme cahili söyler nedamet

Cennete girmek hulki edevat,

isterse Şeyh olsun emri mesâhif

 

Türlü libas Kapıları açıldı,

Hakk’ın bol rahmeti yere saçıldı

Toprak nevce gelip güller açıldı,

içti tezekki, serhoş Oldu taşayı

 

Mekke’yle Medine benden olduğun sezdim,

Aratıp günahımı deftere Yazdım

Serhoş varmı diye Cihanı gezdim,

Şu alem içinde buldum beş ayı

 

Teslim Abdal vazmı geçer soyundan,

Talipten mi haysiyetinden huyundan

Hakk’ın ol rahmeti kudret meyinden,

içti gözler serhoş oldu kaldır kaşayı

 

-17-

Daha bundan gayrı büyüyeceksen,

Düşünüp de hayrın, şerrin bilsene!

Ömrün gelmiş kemaline erişmiş,

Yeter gittiğin şu pis işlerden dönsene!

 

Hakk malını nehak yere saçarsın,

Dil ile konmazsın daim uçarsın,

Ölüm var, hayır et dersin kaçarsın,

Dönüpde düşmüşün elin alsene!

 

Elde kadeh iken zehir oldunuz,

Döndünüz ikrardan zahit oldunuz,

Dinleyip, durmayıp, kafir oldunuz,

Dinleyip tutup da insan olsene!

 

Bu göz ile sen o yüzü görünce,

Fayda nedir, ardımızca urunca,

Yüzü kara şadırvana varınca,

Başına ne gelecek bir yol bilsene!

 

Teslim Abdal eder ahdım bütündür,

Aslımı sorarsan Ali zatındır,

Can vermek çok kolay ölmek atımdır,

Can bu cesetteyken bir yol ölsene!

 

-18-

Dağdan taştan günahım çok

Aman Ali'm sen bilirsin

Kerem eyle yüzüme bak

Aman Ali'm sen bilirsin

 

Günahım kararı kaçtı

Çok oldu haddini aştı

Yine gayret sana düştü

Aman Ali'm sen bilirsin

 

Yüzüm kara nefse uydum

Bu dünyayı benim sandım

Aşkdan mahabbetten kaldım

Aman Ali'm sen bilirsin

 

Münafık cihanı aldı

Mü'minler sararıp soldu

Bir tek ümit sende kaldı

Aman Ali'm sen bilirsin

 

Yeri göğü bina kuran

Demeden bakmadan gören

Nemrudun muradın veren

Aman Ali'm sen bilirsin

 

Kanım revan indi göze

Aman mürvet dedim size

Dar günümde yetiş bize

Aman Ali'm sen bilirsin

 

Kırıkdır kanadım kolum

Kimseye diyemem halim

Benim halim sana malum

Aman Ali'm sen bilirsin

 

Gice gündüz işim zardır

Geniş dünya bana dardır

Senden başka kimim vardır

Aman Ali'm sen bilirsin

 

Teslim Abdal haslar hası

Ben olmuşum Hakk'a asi

Silinmez kalbimin pası

Aman Ali'm sen bilirsin

 

-19-

Dağlar taşlar hayvan insan ağladı,

İmam Hüseyin’in düştüğü günde.

Yer gök yasın tuttu kara bağladı,

İmam Hüseyin’in düştüğü günde.

 

Ateş yasın çekti anda yanmadı,

Bunda …..  miğmet yenmedi,

Cennet halkı matem tuttu gülmedi,

İmam Hüseyin’in düştüğü günde.

 

Zülcenan atı çıka geldi gördüler,

Hüseyin’in düştüğünü bildiler,

Alim ….. zarlığın kaldılar,

İmam Hüseyin’in düştüğü günde.

 

Dedesi Muhammed yanına geldi,

Torunun hatrını ovada aldı,

Açtı Fatima Ana saçını yoldu,

İmam Hüseyin’in düştüğü günde.

 

Ümmügülsüm Şehriban murat almadı,

Onlara olan hiç kimseye olmadı,

Cennet halkı matem tuttu gülmedi,

İmam Hüseyin’in düştüğü günde.

 

Sıdk ile tutanlar haslar hasıdır,

Tutmayanlar ulu Allaha asidir,

Çekin görün imamların yasıdır,

İmam Hüseyin’in düştüğü günde.

 

Lanet Yezide yasın çekmedi,

Sular dem çekti de durdu akmadı,

Gökte kuşlar bile tüyün dökmedi,

İmam Hüseyin’in düştüğü günde.

 

Lanet Yezide okunur onda,

Mümine rahmet okunur bunda,

Bin haç kadar sevap vardır bir günde,

İmam Hüseyin’in düştüğü günde.

 

Teslim Abdal dertli sinem çağladı,

Muhipler yas tuttu kara bağladı,

Alim ah Hüseyin’im diye ağladı,

İmam Hüseyin’in düştüğü günde

 

-20-

Dervişliği dava eden kimsenin,

Bekler beresini er zatı vardır.

Bekleyip beresin er zat alanın,

Yakın bil ki yüz bin ispatı vardır.

 

Haki batın elif senin cim senin,

Ser verip meydanda duran kimsenin,

İkrara bağlı bendi him kimsenin

Biner menzil alır aşk atı vardır.

 

Aşkın çırağını yandır kapında,

Melaikler divan dura hepinde,

Kendi sıfatında kendi yapında,

Tahrir tamamıyle dört kapı vardı.

 

Teslim Abdal eder Pirimiz Ali,

Dünyada ahrette severim seni,

İkrara bend olan Allah'ın kulu

İnkarın çekecek zahmeti vardır.

 

-21-

Dilimde ezberim de, virdim

On iki İmam, Ali Ali

Sefillere eyle yardım

On İki imam, Ali Ali

 

Sefilin halinden bilen

Gözünün yaşını silen

Çağırdığım yere gelen

On İki imam, Ali Ali

 

On iki İmam, Ali haktır

Ali'nin ihsanı çoktur

Şah Ali'dir, Ali Şah'tır

On İki imam, Ali Ali

 

Hasan Hüseyin'in piri

Zeynel'Abidin'in sırrı

Muhammed Bakır'ın nuru

On İki imam, Ali Ali

 

Cafer'in sevgisi candan

Kazım Rıza, Musa nurdan

Şefaat umarım sizden

On İki İmam, Ali Ali

 

Ey Kazım Musa, Riza

Dergahında verme ceza

Yardım ede cümlemize

On İki imam, Ali Ali

 

Muhammed Taki'nin şanı

Akıyor Naki'nin kanı

Pirim mahrum etme beni

On İki imam, Ali Ali

 

Hasanı Askeri, Mehdi

Gelmeye var muhabbeti

Yıkılsın Yezid'in tahtı

On İki İmam, Ali Ali

 

Teslim Abdal durdum dara

Yüz sürelim ere, pire

Çağırdığım yere gele

On İki İmam, Ali Ali

 

-22-

Dinlen bu nefesi Haktan yeridir

Ziyaret olalım Sarı Sultana

Kırkların içinde Server velidir

Ziyaret olalım Sarı Sultana

 

Kardeşi Şeyhhasan ismin söylensin

Bahri ile ummanları boylasın

Yüzün gören ol kalayı neylesin

Ziyaret olalım Sarı Sultana

 

Hoca Ahmedi Y esevi'ye onun adı

Kıldığımız imamların feryadı

Ali nesli Celal Abbas evladı

Ziyaret olalım Sarı Sultana

 

Daima batından görülür işi

Yusuf ile bile yorulur düşü

On iki imamların serçeşme başı

Ziyaret olalım Sarı Sultana

 

Teslim Abdal heydur iyi buyurmuş

Evvelden imamlar soyu buyumuş

Kaddes Allahı sural aziz evladı buymuş

Ziyaret olalım Sarı Sultana

 

-23-

Dinleyin bu nefesi habl-ül veridir

İn ziyaret eyle Şıh Ahmed Dedeyi

Kırkların içinde Server-i velidir

İn ziyaret eyle Şıh Ahmed Dedeyi

 

Kardeşi Şıh Hasan adı söylensin

Bahr-iyle ummanları boylansın

Yüzün gören Beytullahı neylesin

İn ziyaret eyle Şıh Ahmed Dedeyi

 

Daim batından görülür yüzün

Yusuf ile bile yorulur düşün

On iki İmamların serçeşme başın

İn ziyaret eyle Şıh Ahmed Dedeyi

 

Şıh Ahmet adındır Tavil-i Tubî mahlasın

Şah-ı Merdan Musa-i Kazım Abbas neslisin

Hace Ahmed-i Yesevî Rum halifesisin

İn ziyaret eyle Şıh Ahmed Dedeyi

 

Teslim Abdal der Şahım iyi buyurmuş

Evvel-ahir imamların soyu buyumuş

Kaddas Allah sırr-ı hakikat evlat buyumuş

İn ziyaret eyle Şıh Ahmed Dedeyi

 

-24-

Dört duvar içinde olsa mekanım

Taşrasından esen yel bana neyler

Yanımdaki sudan korku çekerim

Uzakta çağlayan sel bana neyler

 

Mekanım balçıktır, üstadım Ali

Muhammed nesline demişim beli

Çekerim gayreti sererim yolu

Ben Hak'tan korkarım el bana ne der

 

Dünyada gerçekler katara uydu

Aşk ile muhabbet ikrarın bendi

Pirimden almışam hatır gülbengi

Haramili olan bey bana neyler

 

Teslim Abdal eder, gözler kanlı yaş

Aradım bulamadım bir sevdasız baş

Herkesin ameli kendine yoldaş

Haramzade olan kul bana neyler

 

-25-

Duvaz imam okununca.

Kulak verip dinlemeli,

İki gönül bir olunca,

Kılavuzu neylemeli.

 

İki gönül bir oturur,

Hazırsa selam yetirir,

Rehber erkanı getirir,

Ona niyaz eylemeli.

 

Niyaz endir, niyaz hakdan,

Şu mahluğun çoğu boktan,

Korkmazmısın ulu Hakk'tan

Doğrusunu söylemeli

 

Doğrusunu söyler isen,

Sen bir iyilik eyler isen,

Rızaya bağlanır isen,

Kötülüğü neylemeli

 

Kötülük kötüden çıkar,

Şu demden bir ırmak akar,

Teslim Abdal delil yakar,

Ona niyaz eylemeli.

 

-26-

Dünya bir ağaçtır kökü yukarı

Yaprakları yeşil dalında ne var

Gâhî oğlan olur gâhî pir koca

Kaç yıl geçti ana halinde ne var

 

Hükmüne fermandır hatmin okuyor

Bir çiçektir bin bir türlü kokuyor

Karlı karlı dağlar ile akıyor

Akan bu derenin selinde ne var

 

Zira kulun için yarattın onu

Sahi gerçek ise fehmeyle bunu

Peteği de durur arısı hani

Gel anla kudretin balında ne var

 

Sır imiş eşiği nurdur kapısı

Orda ulu mümin kulun hepisi

Kudretten de duvarıdır yapısı

Cenneti alanın selinde ne var

 

Tevhit kılarlardı kadir gecesi

İşte budur dört kitabın hecesi

Sorun kimdir aşıkların hocası

Okur Teslim Abdal dilinde ne var

 

-27-

Dünyanın çivisi koptuğu zaman,

Bende çağırayım Teslim Abdal'a

Şehitler teşerrif ettiği zaman,

Ben de çağırayım Teslim Abdal'a.

 

Dünyada gerçekler karardı bustu,

Muhammet bizi de yaratan kusdu,

Yer demir oldu da gök bakır kesti,

Bende çağırayım Teslim Abdal'a.

 

Kem imiş kazancım yoluma geldi,

Evliya kelamı dilime geldi,

Her neye sundumsa elime geldi,

Bende çağırayım Teslim Abdal'a

 

Benim hakka yarar nasıl huyum var,

Kendim bir şey değil bir tek soyum var,

Dünyada ahrette daha neyim var,

Bende çağırayım Teslim Abdal'a

 

Teslim Abdal eder Hak elim alsın,

Mürüvvetli Ali carıma gelsin,

Car Allah'ta kaldı, ümidim sensin,

Ben de çağırayım Teslim Abdal'a.

 

-28-

Dükkan açtım marifetten,

Dükkanıma gelici yok,

Bir küpe yaptım kudretten,

Kulağına takıcı yok.

 

Dükkanı açtım örterim,

Alan yok kime satarım,

Cevherim ağır tutarım,

Kıymetini bilici yok.

 

Gevherleri ağır kişi,

Nice tartan sen bu taşı,

Kalleşliktir elin işi,

Bu manadan alıcı yok.

 

Canını almış eline,

Bülbül ağlıyor gülüne,

Şimdi cananın yoluna,

Sıdkile bir gidici yok.

 

Bezirganlar gelip geçer,

Kimi konar, kimi göçer

Teslim Abdal kaldı naçar,

İkrarında durucu yok.

 

-29-

Evliya yoluna gelince kurban,

Kurban tercümandır şad olur meydan,

Hane de Muhammed Ali'dir merdan,

Kurbanmız kabul olsun erenler.

 

Kurban var, iman var yoluna minnet,

Otur birliğinen çerağın uyart,

Yetiş didara ey eleman mürvet,

Kurbanınız kabul olsun erenler.

 

Tekbirde sahibi kaldırsın sağ kıçını,

Emir böyle yüzdü kurban koçunu,

Evliyalar bağışlasın suçunu,

Kurbanınız kabul olsun erenler

 

Cebrail getirdi yolu izleri,

Arş yüzünde abu kevser gözleri,

Hizmetin yetirsin huri kızları,

Kurbanınız kabul olsun erenler.

 

Der Hasan Hüseyin, Zeynel yarımız,

Bakır, Cafer Sadık'tan durgunumuz,

Kazım Rıza'ya dönüktür yönümüz,

Kurbanınız kabul olsun erenler.

 

Muhammed Takı'dan kaynadı coştu,

Aliyel Naki'den halloldu pişti,

Askerin Mehdi'ye gayreti düştü,

Kurbanmız kabul olsun erenler.

 

Teslim Abdal oturalim ,postuna

Bu lokmanın sırrı Ali nesline

İsmi azam yazılıdır üstüne

Kurbanmnız kabul olsun erenler.

 

-30-

Evliyaya muhip olayım dersen

Zarafet söyleyip gülmeden sakın

Ahirette iman bulayım dersen

İtikatsız yar olma amandan sakın

 

Saile hamail edip sorarsan

Kırkların gittiği izi sürersen

Muhammed Ali'nin yolun gidersen

Habis - i dünyaya gelmeden sakın

 

Tanrı takdirinde olursun sultan

Küfr içinde gezme çıkmazsın dilden

Hakk'a doğru gider bir çeştek koldan

Seçilip geriye kalmadan sakın

 

Murdar olup murdar öleyim dersen

Özümü zulmete salmayım dersen

Rahmetten geriye kalmayım dersen

Dünyaya meylini vermeden sakın

 

Teslim Abdal eydür eyleme güman

Ahirette pişman olursun heman

Dünyadan ahrete gittiğin zaman

Dört ayaklı olup gelmeden sakın

 

-31-

Evvel bize hak diyenler

Girleyi, girleyi gitti

Nefsine talip olanlar

Zırlayı zırlayı gitti

 

Kim aradı Hakk'ı buldu

Kimi Hakk'dan geri kaldı

Kimi yağmaz bulut oldu

Gürleyi gürleyi gitti

 

Bezirgan kalmaz bacından

Gerçek bellidir tacından

Hakdır demenin ucundan

Vırlayı vırlayı gitti

 

Bellidir gerçeğin soyu

Ere vurur ağır tayı

Çoğu bunda ne var deyi

Zorlayı zorlayı gitti

 

Teslim Abdal der zatıma

Şek getiren sıfatıma

EJin iti gıybetime

Hırlayı hırlayı gitti

 

-32-

Ey divane yoldan azıp,

Gezme dünya cifesinde,

Hiç bir murat almış yoktur,

Bu dünyanın cifesinden.

 

Görsünler hakkın sırrını,

Ne mekan etmiş yerini,

Hırs ile aşkın pirini

Merdan gördüm mekanında.

 

Abdestsiz namaz kılınmaz,

Su ile temiz olunmaz,

Marifet otu bulunmaz,

Her bakkalın dükkanında.

 

Meyini menzile yetir,

Mezesin bundan getirir,

Mümin cennet de oturur,

Zevki sefanın kanından

 

Teslim Abdal ' ın bu huyu,

Anlayana bu bir duyu,

Akar lebi şeker suyu,

Cennetin bir pınarından.

 

-33-

Ey felek bizi bu derde,

Saldınki sen nic'olasın,

Yetişmemiş meyvamızı,

Y oldunki sen nic'olasın

 

Bize çektirdin gam gussa,

Gönlümüz boyandı yasa,

Metaımızı şu taşa,

Çaldın ki sen nic'olasın.

 

Kese hiç bulmaya derman,

Sana kala bunca harman,

Saldın başımıza ferman,

Aldınki sen nic'olasm.

 

Ferman aldın destimize,

Sultan oldun üstümüze,

Garazlandın kastımıza,

Y eldinki sen nic'olasın.

 

Teslim Abdal derki yarı

Sana itibar yok yürü,

Bunca peygamberden biri,

Kaldınki sen nicolasın.

 

-34-

Ey gaziler bu dünyanın

Ne tadı lezzeti kaldı

Alemler rüşvete taptı

Ne sofu ne hacı kaldı

 

Kalmadı insanın aşkı

Kesildi peyiğin müşkü

Koyunun yoğurdu ekşi

Ne südü ne yunu kaldı

 

Ne kapı kaldı ne bucak

Söndü gitti asıl ocak

Varıp müşkül danışacak

Gidi kansız gammaz kaldı

 

Gerçekler nerde barına,

Varıp yüz süre pirine,

Helal zedenin yerine

Fitne fücur gidi kaldı

 

Teslim Abdal der ne yaman

Evlat tbabaya eder güman

Yürü bire kötü zaman

Evvelkinin adı kaldı.

 

-35-

Ey gaziler nedir suçum,

Ayan oldu sırlar bize,

Ahret değil, dünya için,

Adulaştı pirler bize.

 

Kiminde ikrar imandır,

Kiminin gönlü gümandır,

Şimdi şöyle bir zamandır,

Yol gösterir körler bize.

 

Ben bilirim, ben okurum,

Cahili halka kakırım,

İlmi himmetten okurum,

Gene cadı derler bize.

 

Saraylar murayi oldu,

Duyduk kastımıza geldi,

Çöre çöpe nişan aldı,

Ok atar yarlar bize.

 

Teslim Abdal geldik şunda,

Ahdım kaldı firağında,

O divanda, bu divanda,

İmdat eylen erler bize.

 

-36-

Gafil durma şaşkın bir gün ölürsün

Dünya sana bâki değil ne fayda

Ettiğin işlere pişman olursun

Pişmanlığın ele girmez ne fayda

 

Bir gün seni iletirler evinden

Hak'kın kelâmını kesme dilinden

Kurtulmazsın Azrailin elinden

Türlü türlü yolun olsa ne fayda

 

Söylersin de sen sözünden şaşmazsın

Helâlini heramından seçmezsin

Kepeğin tükenir su da içmezsin

Hep deryalar senin olsa ne fayda

 

Teslim Abdal eder, çöksem otursam

Cümle varlığımı ele getürsem

Şu yalan dünyayı zapta getürsem

Hep dünyalar senin olsa ne fayda

 

-37-

Gayetten Ali'yi seveyim dersin

İtikadın bütün değil, neyleyim

Şah'ın yollarını gözleyim, dersin

Bir itikada bağlanmıyor, neyleyim

 

Terceman alınıp lokma yenmiyor

Günahlar silinip derman olmuyor

Anın içün nefes yerin bulmuyor

Söz çok amma, söylenmiyor, neyleyim

 

Hak edip lokmayı yiyemiyorlar

Günahlıya günahlı diyemiyorlar

Yuyucular meyit yuyamıyorlar

Söylense de dinlenmiyor, neyleyim

 

Şap ile şekeri seçemiyorlar

Halk deyip de halktan geçemiyorlar

Gayret edip müşkil seçemiyorlar

Şimdi haber alınmıyor, neyleyim

 

Teslim Abdal eydür, özün yoklamaz

Kulum, der de berisini beklemez

Ben talibim, der de nefis haklamaz

İşin Hakk'tan sağlanmıyor, neyleyim

 

-38-

Gel ha gönül havalanma

Engin ol gönül engin ol

Dünya malına güvenme

Engin ol gönül engin ol

 

Şu dünyanın hali böyle

Yalan yahşi geçer şöyle

Söyledikçe engin söyle

Engin ol gönül engin ol

 

Gökte uçar huma kuşu

Bilmeyenler atar taşı

Enginlik gönülün işi

Engin ol gönül engin ol

 

Teslim Abdal özüm haktır

Sözümün yalanı yoktur

Engin söyle büyüklüktür

Engin ol gönül engin ol

 

-39-

Gerçeğin zatından piç işlek çıkmaz,

Piç işlek işleyen şeytan zatıdır.

Erler zat gözü ile kimseye bakmaz;

Erlerin nefesi oddan yetidir.

 

Varlığı mundardır, kulu veçhile,

Şeytan ile bile göçer göçü de,

Zin, benlik, pahıl bunun üçü de,

Kim binerse o da şeytan atıdır.

 

İnanın Allah'a var olasınız,

Töbe edin tanrıya kul olasınız,

Pir diye piçlerden ne alasınız,

Ötesi yok onlar itten kötüdür.

 

Secdeye çıkmıştır şimdi kabalar,

Üstüne yalvarsan döner çabalar,

Talibine kasteyleyen dedeler,

İnanmayın o cehennem itidir.

 

Teslim Abdal eder mındar ölüpde,

Benim diye hakkı elden salıpta,

Zulm ile müminin malın alıpta,

Yemeyin, o peygamber etidir.

 

-40-

Gönül havalandı ırıza ile.

Bizi imam Hüseyine gönderin

Medet mürvet olsun mezeler ile

Bizi İmam Hüseyine gönderin

 

Yüklendi develer barhane ile

Yoldaş olmayaydım yuvalar ile

Cümle büyük küçük divalar ile

Bizi İmam Hüseyine gönderin

 

Benim şu ellere çektiğim perde

Yalınız düşmüşem böyle bir derde

Gönlümüz eğlenmez oldu bu yerde

Bizi İmam Hüseyine gönderin

 

Tuttuğum perdeden doğup aşmadan

Dağlara silenip sovuk düşmeden

Ceset karımcayıp akıl şaşmadan

Bizi İmam Hüseyine gönderin

 

Teslim Abdal der doğruyu söyleyin

Girin rıza göllerini boylayın

Tuz ekmek hakkını helal eyleyin

Bizi lmam Hüseyine gönderin

 

-41-

Hayvanın yaylımı yatağı büktür,

İnsan isen akıl yar senin ile,

Gel imdi yüke vur gör ki kaç yüktür,

Dahi bir kaç sözüm var senin ile.

 

Bu manayı bölük bölük bölelim,

Sonra gene hesabını alalım,

Deniz suyu kaç içimdir bilelim,

Çün hesaba durduk er senin ile,

 

Cahiller yatağı zerktir zirektir,

Alimler yatağı Şam'dır, Irak'tır,

Yeryüzünde biten o kaç irenktir,

Gitsin ki sayalım kar senin ile.

 

Sana derim sana gözünü açtır.

Bunu bilen arif, kamil kardaştır,

Gökteki yıldızın sayısı kaçtır,

Sabahtan sayalım er senin ile.

 

Teslim Abdal eyder gel sen bunu gör,

Eğer arif isen sen bu sırra er,

Üç gözlü dört kulaklıdan haber ver,

Gezmeyelim torlak tor senin ile.

 

-42-

Her kişi aklınca sarraflık eyler

Değmezi tanıyıp soydan alamaz

Her sabah nakıplar kısmetin paylar

Uyuyup kalanlar paydan alamaz.

 

İradet elinden payını gözle

Gayreti alamet içinde gizle

Güvenme tedbire takdiri gözle

Kişi sunma ile paydan alamaz.

 

Çalışsa çırpınsa giyse düzelse

Kişi her neyse onu kazansa

Kısmet olmayınca yüzbin uzansa

Kişi sunma ile paydan alamaz

 

Eğer düzene onat gelirse

Hayır selametin ihsan bulursa

Tedbirde takdire mutabık girse

Boyun sallıyanın köyden alamaz

 

Teslim Abdal eder kemerbest belin

Haramı terkedip doğruya gelin

Cim gerek cemalin elifdir belin

Hiç kimse haberin beyden alamaz.

 

-43-

Herkes içmelidir meyi curadan

Hiç kimesne yoktur bunda hoş ayık

özünde kamillik olan kişinin

Onun muhabbetten olmaz başı ayık

 

Kamilin süreği her dem adalet

Cahilin sohbeti sonu nadamet

Cennete girmez hulku adavet

Gerek seyit olsun gerek meşayık

 

Medinede maden olduğun sezdim

Mektebi marifet deftere yazdım

Sarhoş va,r diye cihanı gezdim

Şu koca dünyada gördüm beş ayık

 

Gürüledi derken kapısı açıldı

Gökten yere, bal ve rahmet saçıldı

Toprak mey içinde güller açıldı

Kesek sarhoş oldu, kaldı taş ayık

 

Teslim Abdal eder herkes soyundan

Kamil bellidir hasiyeti ile huyundan

Hakkın nuru kudreti ve meyinden

Göz içmiştir, üstde gördüm kaş ayık

 

-44-

Herkesin nefsidir kendine düşman

Senin de var ise andan hazer ol

Ömrün ahirinde olursun pişman

Doğru gez imandan dinden hazer ol

 

Cellat gelir alıcıdır canını

Harap eder yağmalar dükkanını

Çevirir cin ile çevre yanını

Girip tünediğin handan hazer ol

 

Gezme şunda hoyrat bed nefesi tok

Kul olana Hakk'ın rahmeti pek çok

Elin ettiğinden sana bir şey yok

Senin ettiklerin kandan hazer ol

 

Geçer olamazsan umman boylama

Nefsine uyup da yalan söyleme

Ellerin aybını taan eyleme

Sana derim sana senden hazer ol

 

Teslim Abdal der ki sonu firaktır

Azığı çok alın menzil ıraktır

Karıncalar kurtlar yese gerektir

Ahiri dengine candan hazer ol

 

-45-

Hey erenler zaman azdı

Bu dünya karışır oldu

Tilki aslana kuyu kazdı

Ha edip erişir oldu

 

Oğuldur atanın hızı

Dinlenmiyor ulu sözü

Altı aylık olmayan kuzu

Koç ile vuruşur oldu

 

Ata sözü tutmaz uşak

Deve yerin gözler köşük

Küllükte tepinen eşek

At ile yarışır oldu

 

Palaz üstünde yatmayan

Dudağı yala batmayan

Porsuk ardından gitmeyen

Ceylana erişir oldu

 

Teslim Abdal zaman azgın

Evlat babasından bezgin

Kokmuş leşe konan guzgun

Turnayla yarışır oldu

 

-46-

Hırıl hırıl hırlasınlar

Bize taş atıp ürenler

Eşek olsun zırlasınlar

Bize taş atıp ürenler

 

Bir keleşde uşak olsun

Çingeneye kuşak olsun

Malatya'ya eşek olsun

Bize taş atıp ürenler

 

İçi dışı soğuk olsun

Didilenmiş kavuk olsun

Eğribük'e tavuk olsun

Bize taş atıp ürenler

 

Kilisede puta dönsün

Ters nallanmış ata dönsün

Uyuz olmuş ite dönsün

Bize taş atıp ürenler

 

Teslim Abdal der, onmasın

Dünyada murat almasın

Ahrette iman bulmasın

Bize taş atıp ürenler

 

-47-

Hızır sende boz at ile varasm

Dağda belde gözlüyesin kanberi

Sultan Hızır ellerini alasın

Dağda belde gözlüyesin kanberi

 

Ya Şeyh Ahmet dede sen bu kavlü güt

Yola yoldaş olup bile gidesin

Hak Muhammet Ali yardım edesin

Dağda belde gözlüyesin kanberi

 

İmam Hüseyin ellerine olasın

Muhammed Mustafa yoldaş olasın

Hazreti Hızırı bile salasın

Dağda belde gözliyesin kanberi

 

Bekle gözle gözet sakla

Dağda belde kışda buzda

Hakk habibi destin tuta

Dağda belde gözlüyesin kanberi

 

Binbir emanatı eyledik sana

Ya Allah kerem et işini ona

Sağ selamet etsin getirsin bana

Dağda belde gözlüyesin kanberi

 

Şeriati dahi yeni yaptılar

Yürüdükçe yarayın durdukça durun

Vezir padişahta işin bitirin

Dağda belde gözlüyesin kanberi

 

Dağda belde ayan ola hoş ola

Muhammet Mustafa yoldaşı ola

Seksen bin rum eri çağıra gele

Dağa belde gözlüyesin kanberi

 

Şeyh Ahmet dedem gördüm düşünü

Enbiyalar yetiş onar işini

Hasenem ki dede salma peşini

Dağda belde gözlüyesin kanberi

 

Hızır İlyas yollarını beklesin

Denizde, gemide sen yetişesin

Kanber kapınızın kemter kuludur

Dağda belde gözlüyesin kanberi

 

Teslim Abdal niyazım var uluya

Emanatın Hacı Bektaş Veliye

Mürvet edem şahi merdan Aliye

Dağda belde gözlüyesin kanberi

 

-48-

İkilikten geçip, bir dine karış,

Talip bir, tarık bir, pir bize yeter.

Gel beratın dost eyle bize hizmet,

Sevda bir kaç olmaz serde bir yeter.

 

Benim diyen kişi özün yitirir,

Mümin olan her noksanın bitirir,

Gönül tahtı birdir, sultan oturur,

Sultan iki olmaz, şarda bir yeter.

 

On iki pir gördüm, döner çarkı bir,

Gözetirim tarıkı bir şarkı bir,

Erenlerin biri kırktır, kırkı bir,

Gerçekte imanla ikrar bir yeter.

 

Gerçek erenlerin işi sır gerek,

Bu sırrı örtmeğe gerçek er gerek,

Allah birdir, sevgi dahi bir gerek,

Can bir, sübhan bir, yarda bir gerek.

 

Dinle imdi Teslim Abdal firağın,

Hu deyince yakın eyler ırağın,

İmam Cafer ulaş yandır çırağın,

Ulaş bir menzile gayrı dur yeter.

 

-49-

İpdida yapılmış onun yapısı,

Aman Hasan Dede car sende kaldı,

Orda yatar evliyanın hepisi,

Aman Hasan Dede var sende kaldı.

 

Abdulvahab derler, bir görülmez erdir,

Onu bilmeyenin gözleri kördür,

Yeşil sancağı ile bayrağı vardır,

Aman Hasan Dede car sende kaldı.

 

Nesenemki dede yücede yatar,

Bozatlı Hızır cara tez gelir yeter,

Oniki imamlara minnetci getir,

Aman Hasan Dede car sende kaldı.

 

Deli kızı deli Hamzayı alasın,

Bunaldığımız yerde cara yetesin,

Şeyh Ahmet Dedeye yüzler tutasın,

Aman Hasan Dede car sende kaldı.

 

Teslim Abdal eder ulu boyumuz,

Kemdir işleğimiz, pakdır huyumuz,

Biz nasip eyle bizim hayrımız,

Aman Hasan Dede car sende kaldı.

 

-50-

İşte geldim işte gittim

Yağ çiçeği gibi bittim

Şu dünyada ne iş ettim

Ömürcüğüm geçti gitti

 

Çağırdılar imam geldi

Her biri bir işe yeldi

Azrail pençesin saldı

Can kafesten uçtu gitti

 

İşte geldi yuyucular

Tenime su koyucular

Kefenim elinde Hoca

Kefenciğim biçti gitti

 

Ayırdılar ilimizden

İp attılar belimizden

Pek tuttular kolumuzdan

Can cesedden uçtu gitti

 

İlettiler mezarıma

Sığındım gani kerime

Toprak attılar serime

Gözüm yaşı taştı gitti

 

İmam telkine başladı

Bir sevapçık iş işledi

Komşular bizi boşladı

Geri dönüp kaçtı gitti

 

Kabrime bir melek geldi

Bana bir sualcik sordu

Hışm edip bir topuz vurdu

Tebdilciğim şaştı gitti

 

Teslim Abdal oldu tamam

İşte geldi ahir zaman

Yardımcımız oni kimam

Ten türab karıştı gitti

 

-51-

Kabil değil adem eti yemesi

Mevla'm bize izin verdi ya deyü

Yan'olur Hak için olan emekler

Dinlen görün davetliler ne deyü

 

Hoyrada sırrını verip bildirme

Y oldaş olup imanını çaldırma

Elin ile komadığın kaldırma

Bol değildir var yerine ko deyü

 

İhlas tutup Hak kapısın açmazsa

Şu dünyanın lezzetinden geçmezse

Yahşiyi yamanı bunda seçmezse

Kovarlar o canı cemden ho deyü

 

Bakınıpta dört yanını göremez

Emek çekip yıktığını öremez

Kendi günahını ele veremez

Eldekine gülbank çeker hü deyü

 

Beytullah kıblemiz ona bakardı

Hırsa gelip cahilleri kakardı

Bildiği yok yanlış dua okurdu

Gidi kafir dönmüş bize ne deyü

 

Teslim Abdal der ki erebilirsen

Eğmeyip doğruyu diyebilirsen

Kendi cesedini yuyabilirsen

Sonra gel de mürdeleri yu deyü

 

-52-

Kalktı havalandı şu deli gönül,

Muddeyinin sözü bize dert oldu.

Meşrebi müsahip aşna derdinden

Şahı Merdan dilimizde vird oldu.

 

Meşrebi müsahip hali sorulmaz,

Yollar safa geldiğinden ayrılmaz

Evliyanın yolu doğru sürülmez,

Edepsiz, erkansız ceme kurt oldu.

 

Herkes sürek sürer kendi başına,

Kayıt olmaz ustadının işine,

Sürün gitsin onu dağlar başına,

Talibin azdıran dede kurt oldu.

 

Herkes sürek sürer, kendi poyası,

Süt ekşimiş, kaymak tutmaz mayası,

Ustadsız yontulmuş, eğri savesi,

Kapısı örtülmez, içeri kar doldu.

 

Teslim Abdal eder hakkı virdimde,

Gerçeklerde göçtü batın yurdunda,

Edepsiz erkansız dede derdinde,

Yandı yürek içeriye dert oldu.

 

-53-

Kalma benim günah işim bitkindir,

Hocam Teslim Abdal dedem sen yetiş.

Gün be gün çoğalır günah hakkımdır.

Hocam Teslim Abdal dedem sen yetiş.

 

Bize bir sayı ver dirlik günüdür,

Olmasın ikilik birlik günüdür,

Aman imam Hüseyin erlik günüdür,

Hocam Teslim Abdal dedem sen yetiş.

 

İndireyim yüz süreyim hakine,

Gine erler girer onun yüküne,

Senin olan cümlesine hepine,

Hocam Teslim Abdal dedem sen yetiş.

 

Yezidin üstünden gitmeden güman,

Sene başı geldi dolmadı zaman,

Dünyada müminlik ahırette iman,

Hocam Teslim Abdal dedem sen yetiş.

 

Teslim Abdal heydur biz de varmaya,

Hakka bazı sorgu sual sormaya,

Ne haddim var sana cevap vermeye,

Hocam Teslim Abdal dedem sen yetiş.

 

-54-

Kanlı perdesini kaldırıp açan,

Kaldırma perdeni sırrım Alidir.

Nahakdır hak nefer önünden kaçan

Şehirim habibdir şarım Alidir.

 

Kul idi gizleyip ismini saran

Velidir serinden geçip can veren,

Yetmiş üç millete perdeli duran

Oldur padişahım sırrım Alidir.

 

Yetmiş iki millet oldu binbir dil,

Bin olanda varıp bir olacaksın,

Adem peygamberden gelmedi mümin,

Rehberim Cebrail pirim Alidir.

 

İntizarım günden güne görmeye

Serimi terceman kurban vermeye,

Günde gözüken kabemi yılda görmeye,

Cefanı ayıp, kahrım zorum Alidir.

 

Kişi gördüğüne çunmak olur mu,

Nefse uyup ateşe yanmak olur mu

Evvela hak deyip, dönmek olur mu,

Ur kanım boynumda darım Alidir.

 

Teslim Abdal eder ferahım hakdır,

İntizar müştakım kararım haktır,

Her nere azmetsem durağım haktır,

Gezmeden usandım durum Alidir.

 

-55-

Kendinin olanı görür gözedir

Murat kenarında Şeyh Ahmet Dede

Koç koyun kurbanlar boynun uzadır

Murat kenarında Şeyh Ahmet Dede

 

Işığında ulu divan kurulur

Kurulurda canbaşlanır durulur

Cümlenin kısmeti anda verilir

Murat kenarında Şeyh Ahmet Dede

 

Karşısında Hasan Dede kocağı

Gülhenk çeker evliyanın gerçeği

Cenneti alanın yeşil çiçeği

Murat kenarında Şeyh Ahmet Dede

 

Alimallah bezirgan şahlar şahısın

Şah ulu bezirgan şahlar şahısın

Müminin müslimin kıblegaiısın

Murat kenarında Şeyh Ahmet Dede

 

Teslim Abdal şar şehrinin kumaşı

Deryadan denizden aştık der coşu

Doksan bin Horasan pirinin başı

Murat kenarında Şeyh Ahmet Dede

 

-56-

Lisana mukallit murayi sofu,

Dört kapının hangisinden girdin sen?

Düz yerde kimseye uğur vermezken,

Yokuşu görüp de niçin durdun sen?

 

Bazı insan hiç günahtan sakınmaz

Eğri dağım ile metan okunmaz,

İsmin molla bu yazdığın okunmaz,

Hocan kimdir, kimden aldın dersi sen?

 

Bilmez misin evliyanın yolunu,

Mürşidine arz etmedin halini,

Helal haram şu mahluğun malını,

Gıda edip bizzat yemedin mi sen ?

 

Sofu olmayınca irfan sürülmez,

İtikat olmazsa ceme girilmez,

Amansız demansız dara durulmaz,

Hakkın ikrarını kime verdin sen ?

 

Yazdığı yazıyı okumaz iken,

İki canı bir sohbete düzemez iken,

Topuğunda suda yüzemez iken.

Neden bu ummana daldın sofu sen ?

 

Sofu olanların eli gözü olmaz,

Muhip olanların acı sözü olmaz.

Talip olanların kara yüzü olmaz,

Çünki mümin idin neden gördün sen ?

 

Teslim Abdal günahlardan geçilir,

Sağ ile çürük o anda seçilir,

Biri sağdan, biri soldan açılır.

Bu kapının hangisinden girdin sen ?

 

-57-

Memleket bulandı dünya karardı,

Şu mülke bir sahip gönder ya Ali,

Veledler doldu söz sahibi oldu,

Şu mülke bir sahip gönder ya Ali

 

Çiftçi çoban kalmadı post sahibi oldu,

Hak sözü kalmadı nahak çok oldu

Çoluk çocuk kalmadı söz sahibi oldu

Şu mülke bir sahip gönder ya Ali

 

Halife hulufe oldu kurada

Mü'minler müslümler kaldı arada

Seyitlerden biri yoktur burada

Şu mülke bir sahip gönder ya Ali

 

Batına hükmeden hakkı bastılar

Tarik tercemanın yolun kestiler

Şeytan iğvasiyle devre düşdüler

Şu mülke bir sahip gönder ya Ali

 

Teslim Abdal eder zayıf halımız

Karıştı seçilmez oldu yolumuz

Zay' oldu gitti din inancımız

Şu mülke bir sahip gönder ya Ali

 

-58-

Mertebesi ulu Keremi Ali

Abbasın Alioğlu ya Seyit Ahmet

Mışdı maksadı daima kula

Abbasın Ali oğlu ya Seyit Ahmet

 

Kusura bakıpda yayımı yasma

Eteğini tuttum elimi kesme

Amanım sanadır mürvetim basma

Abbasın Alioğlu ya Seyit Ali

 

Bendeyi tıflıla eyle inayet

Biçare zayıfam değil hidayet

Günahkar kulunum söyle kıyafet

Abbasın Alioğlu ya Seyyit Ali

 

Özürüm, niyazım, sanadır nazım

Dergahına sürdüm şu kara yüzüm

Ricam kabul eyle dinlersen sözüm

Abbasın Alioğlu ya Seyit Ali

 

Teslim Abdal Heydur Sultanı Celil

Ya ulu Allah İbrahim Halil

Günahkar kuluna hayırlı delil

Abbasın Alioğlu ya Seyit Ali

 

-59-

Muhammed Ali'den bir niyaz geldi

O niyazın aslı neden dediler

Ana rahmetinin defteri bende

Sitem kalemini çalan dediler

 

Yolladılar o koyunun oyunu

Neden imiş Zülfıkar'ın tayını

İçirdiler ab-ı zemzem suyunu

Onun kadehini neden dediler

 

Cennetin içinde bir ağaç durur

Günde yedi kere purlanır kurur

Meyve verir Hakk'ın didarın görür

Onun dallarını neden dediler

 

Neden olur o ağacın yemişi

Neden dokudular Veyis'e tacı

Bir saatte nikah oldu dört bacı

O bacıyı ...... ....... neden dediler

 

Teslim Abdal Hakk'a kurban serimiz

Hak yoluna talan verdik malımız

Gevher arar isen bu dükkanımız

Astarı pamuğu neden dediler

 

-60-

Münkirler didar görmedi,

Gitti vızıdı vızıdı.

Al'evladı Hak demedi,

Kaçtı tozudu tozudu.

 

Yalancıdır yalan söyler,

Haddince ummanı boylar,

Güzel şah onları neyler,

Gezer azıdı azıdı.

 

Münkürler şahıma küser,

Yok onda imandan eser,

Sakalın bıyığın keser,

Lanet kazıdı kazıdı.

 

Teslim Abdal hayran düşer,

Müminim der yoldan şaşar,

Şeytanlar yüzüne işer,

Eteğin çözüdü çözüdü.

 

-61-

Mürşide varmaya talib olursan

İbtida insandan rehber isterler

Verdiğin ikrara doğru gelirsen

Aht ile peymandan rehber isterler

 

Mürşidin nazarı müşkülü seçer

Kâmil olan rehber Sıratı geçer

Can kuşu kafesten akıbet uçar

Tenden uçan candan rehber isterler

 

Mürşidin var ise olursun insan

Mürşidin yok ise kalırsın hayvan

Arasat gününde kurulur mizan

Açılan mizandan rehber isterler

 

Muhammed Ali’nin nurun görmeğe

On İki İmam`ların yolun sormağa

Erenlerin divanında durmağa

On İki erkândan rehber isterler

 

Şah-ı Merdan bir yol kurmuş kuluna

Yola giden rehberinden biline

Gitmek ister isen mü’min yoluna

Din ile imandan rehber isterler

 

Marifet babına girmek dilersen

Hakikat güllerin dermek dilersen

Erenler sırrına ermek dilersen

Ahd ile peymandan rehber isterler

 

Teslim Abdal söyler bu hikâyeti

Nefsini bilmektir gücün gayreti

Yirmi dokuz huruf yedi ayeti

Bilmeye insandan rehber isterler

 

-62-

Mürvetim var Hak Muhammed Ali'ye

Daha sizden gayrı kimim var benim ?

Hızır ile Hacı Bektaş Veli'ye

Daha sizden gayrı kimim var benim ?

 

Bundan geri durdu işlemez yolum,

Astılar kollarım, kestiler elim,

Hasan, Hüseyin'e malumdur halim,

Daha sizden gayrı kimim var benim ?

 

Bundan geri kabul ettim ölümü,

Ya Zeynel Abidin sen al elimi,

İmam Bakır'a arz edem halimi,

Daha sizden gayrı kimim var benim ?

 

İmam Cafer hallarımdan bilesin

Durduğum yerlerde elim alasın,

Kazım Musa carımıza gelesin,

Daha sizden gayrı kimim var benim ?

 

İmam Rıza senden ola inayet,

Ol imam Takı'dan bize hidayet,

Şah İmam Nakıdan bize şefaat,

Daha sizden gayrı kimim var benim ?

 

On iki imamlardan biz tuttuk deman,

Ondört masum pak ya sahib - ül zaman,

Hasanül Askeri Mehdi elaman,

Daha sizden gayrı kimim var benim ?

 

Teslim Abdal Heydur hasılı kelam,

Carımıza yetişen ya Şahı Merdan,

Mürvet Celal Abbas cabbasul alem,

Daha sizden gayrı kimim var benim ?

 

-63-

Ne kadar methetsem kanıl değildir,

Saru  …… keklik olmaz baz ilen.

Bilmem deli midir aslı da bunun,

Gölde tavuk değişir mi kaz ilen.

 

Meğer var mı idi bizi yaradan,

Götür şu benliği kaldır aradan,

Ya niye seçmedin akı karadan,

Hakka varılır mı kara yüz ilen.

 

Sen beddua eyler olmuşsun çoktan,

,korkmayın erenlerin attığı oktan,

Ya niye seçmedin batılı haktan,

Hakka varılır mı eğri yüz ilen.

 

Aşıklarda söz var sözüme karşı,

Söylerler sözünü yüzüne karşı,

Kumaş alan dersin bazına karşı,

Her kumaşın bahası bir mi bez ilen.

 

Teslim Abdal eydir halini çevir,

Taneyi samandan seçe gör ayır,

Hakkı batıldan seçmeyenler hep cavur,

Ya niye seçmedin altı göz ilen.

 

-64-

Nefsinizin arzusuna uyupta

Onu has görüp de hak sanarsınız

Hakkı peygamberi inkar edipde

Hakkı peygamberi yok sanırsınız

 

Hakkını söyledik hakkını tuttuk

İmana yer olduk küfrümüz attık

Neyinizi yedik ne zarar ettik

Ne gördünüz bizden usanırsınız

 

Kisbet aldık, kisbet verdik değiştik

Bir zamanda Şah İsmail'le görüştük

Hızır ile Hak dergaha eriştik

Siz neye kabarır kartalırsınız

 

Kırklar ile bir dem içtik sureden

Bize haber gelir ordan buradan

Adım Derviş Ali koymuş yaradan

Niçin abdal el izinden izlemen

 

Teslim Abdal el izinden izleme

Yaptığın hatayı örtüp gizleme

Derviş Ali'yi kem gözle gözleme

Görürde divanda utanırsınız.

 

-65-

Neden gözünüze değdik erenler,

Kusurum var ise mürvetimde var,

Tabib imiş, yaramızı saranlar,

Kusurum var ise mürvetimde var.

 

Bizim bahçemize yad eller girmez,

Muhabbet bağının gülleri solmaz.

Yükün eğme ile bezirgan kalmaz,

Kusurum var ise mürvetimde var.

 

Kendi hasıl eder bir bağa başlar,

Meyvesiz ağacı döner aşılar,

Sultan onulacak günah bağışlar,

Kusurum var ise mürvetimde var.

 

Teslim Abdal eder asa bilirsen,

Hemi asıp, hemi kesebilirsen,

Mürvet Alidendir basabilirsen,

Bin günahım, bir de mürüvetim var.

 

-66-

Okunan saladır, duyun

Müslümanlar müslümanlar,

Allahın emrine uyun

Müslümanlar, müslümanlar.

 

Kim Allah emrine uymaz

Peygamber ümmetim demez

Sadakası kabul olmaz,

Müslümanlar, müslümanlar.

 

Akıl adama talimdir,

Her işler Hakk'a malumdur,

Zabani zarbı zalimdir,

Müslümanlar, müslümanlar.

 

Perhiz olun kötü söze,

Toprak dolar ela göze,

Hak rahmetler kıla size,

Müslümanlar, müslümanlar.

 

Uymayın herze pek fena,

Kesdirir dine imana,

Lanet eyleyin şeytana,

Müslümanlar, müslümanlar

 

Teslim Abdal heydür zillet,

Gelir geçer binbir millet,

Hayın, ne kuldur ne ümmet,

Müslümanlar, müslümanlar.

 

-67-

Ol habib Allahın kerem ile

Uğrumuzu açık eyle sabahtan

Gitme garip garip yat korusuna

Gönüller şad ola güle sabahtan

 

Bizi indirdiler dünya atından

Bengiler içirdi bengi otundan

İnayet eylensin batın zatından

Bedenlere sağlık versin sabahtan

 

Kiminin sohbeti devesi ile

Kiminin sohbeti yavrusu ile

Ol yedi kişinin duvası ile

Yaradanım hayır versin sabahtan

 

Ol harfimiz kayıt olsun kaleme

Layık olak haktan gelen selama

Bire beş değil cümle aleme

Yaradanım hayır versin sabahtan

 

Teslim Abdal eder harfim seçiktir

Yaralıyım yaralarım geçiktir

İnayet ihsan hepsine açıktır

isteyenin muradın ver sabahtan

 

-68-

Oturmuş sofi dersini okur

Gel bunun manasın ver imdi sofi

Arif olup her manadan sezinir

Gel bunun manasın ver imdi sofi

 

Anadan doğdular şems ile kamer

Yezidin başına tiğ ile teber

Bir kısrak gördüm ki tayını emer

Gel bunun manasın ver imdi sofi

 

Muhammed Ali'dir Rahman'dan yüce

Dirilmiş müminler dökülüp saça

Anası kızoğlan oğludur koca

Gel bunun manasın ver imdi sofi

 

Erenlerin kıldan ince yolu var

Dört kapunun iki yüzü dili var

Bir kuş gördüm ayağında nalı var

Gel bunun manasın ver imdi sofi

 

Teslim Abdal üryan gezer donu yok

Sular şaşar olmuş akar sonu yok

Kanı vardır cesedinde canı yok

Gel bunun manasın ver imdi sofi

 

-69-

Otuz iki farzı bilmeyen kişi,

Çıkıp minarede sela mı verir?

Bana benden oldu demeyen kişi

Hak iyi kuluna bela verir?

 

Nizama girmeyen yaban taşıdır

Yine kendi kışı kendin üşüdür,

Yola boyun vermek mümin işidir,

Münafık meylini yola verdi?

 

Nice kere geldim, gittim cihana,

Öldür kızsın bed damarın uzana,

Üç beş günah etme ile divana,

Mürşit talebesin ele mi verir ?

 

Köre ne sözüm var görenler görür,

Mümin olan yüzün yerlere sürür,

Hazne kumaş olsak tutar da durur,

Hak nazarın değme kula verir.

 

Teslim Abdal Hızır ilmine karış,

Hızır ile tamam oluyor her iş,

Elinden gelirse tabar vur döğüş,

Hasım kolayına kale mi verir ?

 

-70-

Övmüş te yaratmış kendi nurundan

Padişah eylemiş ilin üstüne

Cemalini gördüm salâvat verdim

Çıkılar sokunmuş serin üstüne

 

Vallahi kur'ân'dır senin sözlerin

Yâsin-i şerife benzer yüzlerin

İnnâfetahnâ sûresi gözlerin

Vedduha inmiştir dilin üstüne

 

Kaşların üstüne benler düzülür

İkrarından dönen Hak'tan üzülür

Ak göğüsün üstüne Tebbet yazılur

Veşşemsi inmiştir kolun üstüne

 

Alnımıza yazıldı böyle yazı

Hak içün kılarız biz de niyazı

Âyetelkürsile güzel ihlâsı

Okudum giderim yolun üstüne

 

Teslim Abdal eder Şemsin çırası

Errehmandır iki kaşın arası

Güzel Bismillâhla Elham sûresi

Elif lâm mîm inmiş hattın üstüne

 

-71-

Pir oldur ki her müşkülüm kandıra

Müşkülüm halletmez piri nedeyim

Her dem yönüm hakdan yüze döndüre

Men halka gitmeyen yolu nedeyim

 

Pir oldur ki benim ile yar ola

Ben nerde olursam orda var ola

Dünya ahiret benim ile bir ola

Halimden bilmeyen piri nedeyim

 

Pir oldur ki halimden iyi bile

Durduğum yerlerde elimi ala

Bir senek verirsem balımdan göre

Kerpiç basıp giden körü nedeyim

 

Bedir aylar gibi doğa doluna

Şahı Merdan gibi çıka salma

Zahirde batında bana buluna

Yol uğrusu hain zırı nedeyim

 

Teslim Abdal heydur Hazreti Ali

Dünyada ahirette severim seni

Divanı dergahta sen kurtar beni

Başın kurtarmayan körü nedeyim

 

-72-

Sabah sabah hırlaşırlar

Bize taş atıp ürenler

Eşek gibi zırlaşırlar

Bize taş atıp ürenler

 

Dağ başında geyik ola

Yazı kışı soğuk ola

Eğri Büke tavuk ola

Bize taş atıp ürenler

 

Bir gelişte puta döne

Ters nallanmış ata döne

Koca uyuz ite döne

Bize taş atıp ürenler

 

Ele güne uşak ola

Karıncaya kuşak ola

Berete ye eşek ola

Bize taş atıp ürenler

 

Teslim Abdal der oğmaya

Dünya da yüzü gülmeye

Ahrette iman bulmaya

Bize taş atıp ürenler

 

-73-

Sana yüzüm süre geldim

Güldüresin Sultan Yusuf,

Taş vuranı ayak ayak,

İndiresin Sultan Yusuf.

 

Sana geldim, elim ile,

Küllü şehit varım ile,

Şu derdimi elin ile,

Kaldırasın Sultan Yusuf.

 

Sana gelelim hemen bayak,

Senden ola bize dayak,

Taş vuranı ayak ayak,

İndiresin Sultan Yusuf.

 

Yönümü döndürdüm maha,

Yüzüm sürem kıblegaha,

Benim ahvalimi Şaha,

Bildiresin Sultan Yusuf.

 

Teslim Abdal eder içtim,

İçdim de kaynayıp coştum,

Eli için de mahcup düştüm,

Güldüresin Sultan Yusuf.

 

-74-

Seherde Bir Bağa Girdim

Ne Bağ Duydu Ne Bağbancı

El Vurup Güllerin Derdim

Ne Bağ Duydu Ne Bağbancı

 

Bağın Kapusunu Açtım

Sandımki Cennete Düştüm

Yar İle Tenha Buluştum

Ne Bağ Duydu Ne Bağbancı

 

Seherin Bülbülü Öttü

Öttü De Murada Yetti

Teslim Abdal Yükün Tuttu

Ne Bağ Duydu Ne Bağbancı

 

-75-

Senin özün hakka uygun olursa,

Hak sana uymaz ey ademoğlu,

Kasteyleyip nefsi hemen kıymazsan,

O sana kıymaz mı ey ademoğlu ?

 

Eğer Hakk'dan yad edersen özünü,

Dünyada kara edersin yüzünü,

Kati avazını gizli sözünü,

Yaradan duymaz ey ademoğlu?

 

Tanrı özge yaratmış cemalini,

Niçin hariç tutarsın kemalini,

Sağ hayrını yazar şer amelini,

Deftere koymaz ey ademoğlu ?

 

Libası olmayan yanar ya üşür,

İnanıp aklını başına devşir,

Bunca nebileri soyan mübaşır,

Ya seni soymaz ey ademoğlu?

 

Teslim Abdal eder dinlen sözümü,

Meyil verip, Hakk'a çevir yüzünü,

Ölüm ahırında bir gün sizleri

Mat edip koymaz ey ademoğlu ?

 

-76-

Süren erenler süreği,

Süre gelmiş süre gider

Münkir cehennem direği,

Dura gelmiş dura gider

 

Uyma münkirin gücüne,

Taşı dokunur kıçına

Münkir cehennem içine,

Gire gelmiş gire gider

 

Bir gerçeğe indir başı,

Durmaz akar gözüm yaşı

Yezidin elinde taşı,

Ura gelmiş ura gider

 

Teslim Abdal çün basılmaz,

Hakkı bâtıla batırmaz

İt ürür kervan kesilmez,

Üre gelmiş üre gider

 

-77-

Şeyh Safı oğlusun yükünü tayla

Sultanlar sultanı göçtü duydun mu

Yeter bu manayı alana söyle

İyiyi kötüden seçtin gördün mü

 

Haber alamıyor kalaba çokluk

Ehl'iman kıtlığı ne yaman yokluk

Seksen bin derece doksan bin mahluk

Ecel şerbetinden içti duydun mu

 

Evliyalar bu şenliği terkledi

Peygamberler ümmetin seyipledi

Çek.ti rahmet kapısın kilitledi

Azap kapıların açtı duydun mu

 

Bunlar dünü günü hakkı yıktılar

İşlerine işleğine baktılar

Peygamberin buyruğundan çıktılar

Hak da bu mahluktan geçti duydun mu

 

Teslim Abdal eydür eremediniz

Kör idi gözünüz göremediniz

Yetmiş yıl dolandım bilemediniz

Zöhre yıldızı doğup aştı duydun mu

 

-78-

Tâ ezelden yârin yüzüne bakıp

Cemâli didarı gören ağlar mı

Yetişip bir mürşid eteğin tutup

Özünden benliği ayran ağlar mı

 

Ali'ye Muhammed geldi bürhana

Hatice Fâtıma o ehli câna

Birleyip özünü ulu meydana

Anlayıp zâtını bilen ağlar mı

 

Sahip zaman yakın yola gelirse

Hasan'la Hüseyn`in âhın alırsa

Erenler deminden her ne gelirse

Ere erip Hak'kı gören ağlar mı

 

Zeynel Abidin'in yüzünü görüp

Muhammed Bâkır'ın sırrına erip

Câfer`i Sadık'ın dârına durup

Burada ikrarın veren ağlar mı

 

Mûsâ-yi Kâzım'ın Tûruna uçup

İmamı Rızâ'nın yurduna göçüp

Küfür köprüsünü ileri geçüp

İmam deryasına dalan ağlar mı

 

Takî, Nakî'yi, Askerî'yi bilen

Hak Muhammed ile Mehdî'dir gelen

Her daim kırkların cem'inde olan

Mahabbet tadını duyan ağlar mı

 

Teslim Abdal daim yüksek uçar mı

Erenlere teslim olan kaçar mı

Dört kapudan kırk makamdan geçer mi

Bir olub birliğe yeten ağlar mı

 

-79-

Tarıki hak insan olur

Can cana inanma ile

Marifet ehli can olur

Tasdik edip kanma ile

 

Kör bastığını görür mü

Yoluna doğru yürür mü

Aşk verir, meşk verir mi

Hey ahmak sulanma ile

 

Süngü curda düşer mi

Filin yarası şişer mi

Hiç kuru kemik pişer mi

Altında ateş yanma ile

 

Dünyasını mübah görür

Veçin eli ile alır

Adem oğlu kafir olur

Ahreti yok sanma ile

 

Teslim Abdal neden dersin

Pazar alıp gidem dersin

Bir hacat eqem dersin

Ergin ağac yanma ile

 

-80-

Tenim gümrah oldu canım sıkıldı,

Yağdırma başıma kar Teslim Abdal,

Canım geldi cesedime dağıldı,

Şu zalim halime car Teslim Abdal.

 

İnkarlara perde çektim sırrım var,

El tuttum etekden gizli sorum var,

Hasta düştüm zayıf yeğin halim var,

Bir kerre halimi sor Teslim Abdal.

 

Sahaplı kullara ne tez yetiyi,

Sahapsız kulları geri atıyı,

Muhammed Mustafa nizam tutuyu,

Orda yardım eyle pir Teslim Abdal.

 

Er işidir çifte kantar götürmek,

Veli işidir, kulun işin bitirmek,

Her nerde var tamam kulluk yetirmek,

Ustada irica var Teslim Abdal.

 

Sam Salman sayrılığın edince,

Onda Kanber kanterini yedince

Gel kili geç deyi teklif edince,

Kuşlar ile kanat ver Teslim Abdal.

 

Gül Muhammed teri azı kanamaz,

Coşulur fırkatı ağlar duramaz,

Bülbül gülün açılışın göremez,

Onlarda kılıyı zar Teslim Abdal.

 

Teslim Abdal heydur güldür kabınca,

Düzenimiz unat getir bakınca,

Herkes sevdiğine sahip çıkınca,

Sen bizi peşine sar Teslim Abdal.

 

-81-

Türlü kumaşlardan yükünü tutmuş

Gördüm bir bezirgan Yemen'den gelir

Yüz - atlı Hızır'ı kervanbaşı etmiş

Gördüm bir bezirgan Yemen'den gelir

 

Doldurmuş dolusun sunuyor saki

Yüz bin haramiden hiç olmaz korku

İnci sedef lal ü gevherdir yükü

Gördüm bir bezirgan Yemen'den gelir

 

Üveys gibi Şad devesin yederim

Yüklettim kumaşı şara giderim

Müşteri bulursam pazar ederim

Gördüm bir bezirgan Yemen'den gelir

 

Ehi - i irfan ol da eyleme inkar

Gerçek aşık isen gel yaramı sar

Yüküm lal ü gevher Şah damgası var

Gördüm bir bezirgan Yemen'den gelir

 

Teslim Abdal Can emanet - i Bari

Ateşten yeğindir sitemin narı

Şah dükkanın açmış satar esrarı

Gördüm bir bezirgan Yemen'den gelir

 

-82-

Yer yok iken, gök yok iken

Bu cihana gelen kimdir?

Altı atasız anasız,

Zuhur edip olan kimdir?

 

Cimsiz cenanın karnında,

Kim geldi cena karnında,

Atasız ana karnında,

Tatlı selam alan kimdir ?

 

Sayısı nedir sekizin,

Hesabı nedir dokuzun,

Yer ile sarı öküzün,

Arasında olan kimdir ?

 

Gelişi nerden salikin,

Halkın değildir halikin,

Öküz ile ol balığın,

Karnında çok kalan kimdir ?

 

Balığı suya saralım,

Su ne söylerse görelim,

Teslim Abdal der soralım,

Bu manayı bilen kimdir ?

 

-83-

Yüz bin yıl öğünse kabul değildir.

Sarı kepez keklik olmaz baz ile,

Meğerki cinlidir aslı depderi,

Tavuk depişirmi gölde kaz ile.

 

Aşıklarda saz var sazı bezerler

Söylerler sözünü yüze beraber

Kumaş alam dersin bezle beraber

Kumaşın bakası bezmi bez ile

 

Bilir misin seni varda yaradan

Şu benliği kaldırmadın aradan

Haber almamışsın akdan karadan

Hakka gidilir mi ezgi iz ile.

 

Sen bu dağa gider olmuşsun çoktan,

Korkmaz mısın evliyanın attığı oktan

Müslümanım dersin batılı haktan

Müslümanlık mı olur, yalan söz ile.

 

Teslim Abdal senin haline acır

Daneyi samandan seçegör savur,

Batılı hakdan seçmeyen işte odur gavur,

Ya niye seçmedin altı göz ile.

 

-84-

Yüz yıllık yoldan aşıp gelen sofu,

Dört kapının hangisine girdin sen.

Düz ovada kimseye uğur vermezken,

Yokuşu görünce niye durdun sen.

 

Mollayım dersin, okur yazmayınca,

Deryadan çıkan suyu yüzmeyince,

İki canı bir sohbete düzmeyince,

Batmak gerek o deryaya girdin sen.

 

Mollayım dersin, yazdığın okunmaz,

Gerçek olanın, kara yüzü olmaz,

Mümin olanın da çiğ sözü olmaz,

Hocan kim, kimden dersin aldın sen.

 

Hiç mi sormadın evliyalar yolunu,

Birine arz etmedin mi halini,

Sorabildin musahibin malını,

Eyi idi niçin kelbe verdin sen.

 

Musahipsiz yedi adım varılmaz,

İrfan olmayınca ağu yudulmaz,

Yularsız deve, katara gelmez,

Hakkın bir ikrarın kime verdin sen.

 

Teslİm Abdal nasıl olsa geçinir,

Sağlam-çürük, sohbette seçilir,

Kapı bir sağdan, bir soldan açılır,

Kapıların hangisine girdin sen.

 

-85-

Zarını almışsın dünya avcısı

Ha durmaz kovarsın, çölde nen kaldı

Durmayıp atarsın deryaya taşı

Hayıf od düşmeyen gölde nen kaldı

 

Gidermezsin kalbindeki gümanı,

Zaraat dinini zarrak imanı,

Bağlamış üryan etmiş canını

Sermaye karından elde nen kaldı

 

Bilmem ne bulmuşsun şu lağlı sözden

Dünya dedikleri gelinden kızdan

Çıkarmış gönülden düşürmüş yüzden

Kalan has demeye dilde nen kaldı

 

Dil ile haremi olmuşsun bunda,

Bin kanlar edersin gecede günde,

Taklit sende zarrak sende takva sende,

Hakka doğru giden yolda nen kaldı

 

Teslim Abdal eder ey haki nikbet,

Nice bir söylersin sözünü, heybet,

İmandan ayırır beni bu gaybet,

Var başına ağla elde nen kaldı?

 

                                                          - Ozanlarımız  -