Âşık Remzâni

 

 

 

GÜZİDE ANA (Katibi)   29

 

Hazırlayan: Hasan OYTUN

 

            18. yüzyılın 2. yarısında yaşadı ve asıl adı Güzide'dir. Gelenekleri ve şiiri küçük yaşlardan itibaren babası Feyzullah Çelebi'den ve Hacı Bektaş dergahındaki öteki ileri gelenlerden öğrendi.

 

            Şiirlerindeki genel ifadelerden yola çıkılarak iyi bir eğitim gördüğü Güzide Ana, Katibi olarak da bilinir. Hayatı hakkında ağızdan ağıza nakledilen söylentilerin dışında ayrıntılı bilgiye sahip değiliz. Hacı Bektaş Veli Dergahı’nda, Hazret Avlusu’nun sol taraftaki terasda mezarı bulunduğu bilinmektedir. Şiirlerinde oldukça ileri düzeyde edebiyat ve felsefe eğitimi gördüğü anlaşılmaktadır. Fakirane giyinişi, tüm gelirini fakirlere dağıtışı, haksızlığa tahammül etmeyişi ile ünlüdür. Gördüğü kusuru kim olursa olsun, açık bir şekilde ayıpladığı için kişiliğine ait  hatıralar halen özdeyiş biçiminde söylenmektedir. Şiirlerinde hem adını hem de Katibi mahlasını kullandı. Bundan dolayı Katibi adlı öteki aşıklarla karıştırıldı. Çeşitli konuları işleyen Katibi'nin, sonraki dönemlerde de başka birçok kişi tarafından bestelendi ve günümüze ulaştı.

 

(A.Celalettin ULUSOY-Pir Dergâhından Nefesler)

 

 

-1-

Ab-ı hasım melek yüzlü sultanım

Bizi terk etmesin var selam söyle

Rakipler serinin o bi-vefanın

Sözünü tutmasın var selam söyle

 

Ol asıl-zademe sözü merdime

Dualar edip de katıp virdime

Sabredemez iken eski derdime

Yeni dert katmasın var selam söyle

 

Selam verip selamını alırken

Uğruna serimi feda kılarken

Gevherin kadrini naçiz bilirken

Bilmiyor sanmasın var selamm söyle

 

Lutf u kerem edip söylesin sana

Geçtiler mi yoksa bendesin ona

Yanından geçerken hışm ile bana

Kaşların çatmasın var selam söyle

 

Güzide metheder uzak ve yakın

Hilaf anlamasın sözümü sakın

Aramızda olan tuz ekmek hakkın

Yabana atmasın var selam söyle

 

-2-

Behey efendiler zamane halkı

Her biri bir türlü iş eylediler

Ayete Hadise iman etmeyip

Efsane sözleri Huş eylediler

 

Sırr-ı Muhammed´den ne kaldı eser

Cihan fitne ile doldu ser-te-ser

Yetmiş ikiyinen aynı gidenler

Kılı ibrişime eş eylediler

 

Kimi postta oturur kimi gezer

Kimi yol gösterir kimi de bozar

Kimi aklınca fetvalar düzer

Evliya nın sırrın faş eylediler

 

Kötürüm şah oldu cıktı zuhura

Çaylak vezir oldu gitti Mısır´a

Çok karış verdiler baykuş fakıra

Serçeyi Anka´ya eş eylediler

 

Mürüvvet tohumunu ham boza ekip

Muhabbet kadehin kenara döküp

Katırı beygiri tavlaya çekip

Harı kuheylana eş eylediler

 

Bunca mahlukatı bir yere derip

Yılda bir davarın kanına girip

Delilsiz bürhansız yol erkan sürüp

Cahiller gönlünü hoş eylediler

 

Yolumuz uğradı kıra bayıra

İşimiz zor oldu Mevlam kayıra

Hiç ağzını açan yokdur hayıra

Bir acayip yollu iş eylediler

 

Güzide der ahd-i iman zedeler

İşiniz zor oldu ocak-zadeler

Helal haram demez şeyh ve dedeler

Eline geçeni nuş eylediler

 

-3-

Beyler devir döndü bi-hoş hal oldu

Nefsi nefse uymuş haller geliyor

Şimdi insan ibadetten dur oldu

Sohbet kalktı acı diller geliyor

 

Surette ademdir ma´nada hayvan

Dönüşmüş sıfatı kalmamış insan

Tamahın peşinde seğirtme ey can

Ağular katılmış ballar geliyor

 

Mahluku azdıran iblis ıvgası

Ortalığa düştü batıl kavgası

Dağıtılmış her yere nefsin havası

İşte böyle böyle haller geliyor

 

İnsafı terk edip Hakk´tan azdılar

Menfaate meyledip Yol´u bozdular

Hayale gelmedik fitne düzdüler

Daha bundan beter kullar geliyor

 

Hiç haberi yoktur kendi özünden

Duyusu yok kişi ile yazından

Ab-ı rahmet gelmez arşın yüzünden

Fiilimize göre yıllar geliyor

 

Muhammed´in buyruğuna uymadık

Nasihatın kulağımıza koymadık

Çok alamet zahir oldu bilmedik

Başımıza mithiş haller geliyor

 

Ey Güzide, yaz yerine geldi kışlar

Halimize göre bize bu işler

Gafil durup cahil gezmen kardaşlar

Silip süpürücü seller geliyor

 

-4-

Bir dem kararın yok dağlar başında

Nice bir Mecnun’a dönersin gönül

Cümle halk-ı alem kendi işinde

Sen aşkın narına yanarsın gönül

  

Gevherini her sarrafa satamaz

Gece gündüz gamda yanıp yatamaz

Belli bir mekanda karar tutamaz

Her dem daldan dala konarsın gönül

  

Bülbüle işaret olsa gülünden

Ne güzel maniler söyler dilinden

Hercai bivefa yarin elinden

Zehri nuş eyleyip kanarsın gönül

  

Katibi bilmedim çeşm-i siyahı

Kendine yar etme zar ile ahı

Yükseklere çıkıp gahı begahı

Gün olup alçağa inersin gönül

 

-5-

Bir kulun Hak içün yoksa vuslatı

Mevlam ol kuluna inayet etmez

Değildir ol Muhammed´in ümmeti

Yarın mahşer günü şefaat etmez

 

Hakk´ın bulmak ister ala da kör de

Hayırdan el çekmiş hem gözü serde

Muhammed Ali´ye tapayım derde

Terk edip bed huyun feragat etmez

 

Hod-perest edinmiş kaftan zıbayı

Bir pula almaz taç hırka abayı

Nefs askerin çekmiş yıkar Ka´be yi

Asla bir taş koyup imaret etmez

 

Kendi aklen Muhammed´in ümmeti

Beğenmez tamuyu ister cenneti

Terk etmiş bilmez farzı sünneti

Hakkın buyruğuna itaat etmez

 

Katibi´m der elin çıkarmaz kandan

Ümit tutmuş nasib ister yüzünden

Nefs-i emmareden kibirden kinden

Vücudu şehrine adalet etmez

 

-6-

Bizim amelimiz bizim fiilimiz

Böyle bir acayip zamana düştük

Gitti bir nevcivan soldu gülümüz

Böyle bir acayip zamana düştük

 

Kaderimiz kara yok behnanımız

Ah edip ağlıyor kaşı karamız

Gittikçe artıyor derdi belamız

Böyle bir acayip zamana düştük

 

Birbirin incitir tutarlar kini

Sahih değil onların imanı dini

Mücevhere denk ettiler dikeni

Böyle bir acayip zamana düştük

 

Nasıl oldu şu dünyanın kaderi

Adet edindiler hainlikleri

At yerine bağladılar merkebi

Böyle bir acayip zamana düştük

 

Çakal tilki şimdi kurt oluyorlar

Necaset kargasiyla av avlıyorlar

Arslanı tilkiye boğduruyorlar

Böyle bir acayip zamana düştük

 

Kutnu kumaş ipek bütün hiç oldu

Altın gümüş para etmez tunç oldu

Devir döndü bir çoklan piç oldu

Böyle bir acayip zamana düştük

 

Güzide der sırlar şimdi faş oldu

Geçti gönül baharımız kış oldu

Şimdiki gönüller kara taş oldu

Böyle bir acayip zamana düştük

 

-7-

Bulandı aşkımın seli

Acep bir gün durulmaz mı

Hüsnün gördüm oldum deli

Akıl başa derilmez mi

 

Yüzün benzer dolunaya

Sensin ömrüme sermaye

Yüzüm sürdüm hak-i pa’ye

Hatırcığım sorulmaz mı

 

Ferhattır dağları delen

Şirin’in yolunda ölen

Der Güzide Mecnun olan

Leyla’sına sarılmaz mı

 

-8-

Bülbül-ü şuara hep zârı bizden öğrenir

Dûdû-yu sûr-nâ gûftarı bizden öğrenir

Âşık-ı sâdık olanlar bilir kavl-u kararın

Hem ehl-i harabâd etvârı bizden öğrenir

 

Biz hakikat kenzinin bevvabının derbanıyız

Hem muciz ma‘rifet ehli'nin hayranıyız

Bizi hor görmeyin kim dil mülkinin sultanıyız

Bunca ârifler gelir esrarı bizden öğrenir

 

Dilber-i Şirin için âlemde Ferhat olmuşuz

Gerçi Mecnûnuz ama Leylâ'dan azad olmuşuz

Sûrette kemterleriz mânâda üstâz olmuşuz

Cümle aşıklar gelir dildârı bizden öğrenir

 

Ey Güzide bezm-gâmda gezme hod serseri

Oluben meydânı aşkta merd'olan gelsin beri

Bizdedir velhasıl mihr-i muhabbet defteri

Onca şairler gelir eş'arı bizden öğrenir

 

-9-

Ehl-i irfan derilince bir yere

Hakikattan haber alanlar gelsin

Hünkar Hacı Bektaş Kutbü-l Arifin

Hünkar´a biat edenler gelsin

 

Sakın yalancıya biat etmeyin

Münkirin gittiği yola gitmeyin

Kalbinizde zerre kara tutmayın

Pak edip özünü silenler gelsin

 

Asla güvenilmez dünya malına

Muhib gerek ikrarında buluna

Hakk´dan ihsan olur mümin kuluna

ikrarında kadim duranlar gelsin

 

Yalan söze uyup azan gelmesin

Delilsiz sohbeti düzen gelmesin

Dünyada serseri gezen gelmesin

Ehl-i beyt yolunu bilenler gelsin

 

Güzide der Hak Cem´ine gelenler

Dört kapıyı kırk makamı bilenler

Arıdıp da kalp evini silenler

Yüce Pir´e niyaz edenler gelsin

 

-10-

Evliya cemine azmeden sofu

Düz yolu koyup da sarpa kaçarsın

Muhammed Ali’nin yüce yolunu

Gelmiş saf talibe pinhan edersin

 

Yol budur deyip de sürek sürersin

Cahili kinliyi başa derersin

Yılda bir hayvanın kanına girersin

Aklın boynunun borcunu ödersin

 

Gel benlik eyleme nefsini öldür

Hak  yoluna canın armağan getir

Kin ile kibiri aradan kaldır

Bunca vebal dolu yükü nidersin

 

Senin elindedir şer ile hayır

Nefsi emareden özünü ayır

Güzide söyler ki kendini kayır

Neyleyip de halkın zemmin edersin

 

-11-

Gaziler cihanın müddeti doldu

Dünya bir acayip zamana kaldı

insanda itimat itikat n'oldu

Hemen bir zan ile güman'a kaldı

 

Tat kalmadı sirke oldu şıralar

Ben tabibim diyen yüzün karalar

Yanlış merhem ile azdı yaralar

Bir hazik hekim-i lokmana kaldı

 

Düşerler ardına kil ile kâlin

Varmazlar yanına ehl-i kemalin

Mahlukün ettiği ceng-ü cidalin

Cümlesi bir ulu divan'a kaldı

 

Gerçek erenlerin emsali yokdur

Bilirim dört kapı kırk makam haktır

Ehl-i hak olana hiç hörmet yoktur

Rağbet yalan ile şeytana kaldı

 

Güzide der güçtür nefsin öldürmek

Erlik midir koymadığın kaldırmak

Zamane halkına Hak'kı bildirmek

Mehdi gibi sahip zamana kaldı

 

-12-

Gel ey talip benden sana nasihat

Evvela Hak ile yeksan olasın

Özün teslim eyle kamil mürşide

Pak eyle gönlünü insan olasın

 

Kin kibir ile özünü yaralama

Hoş görüyle bak kimseyi karalama

Sırrın sakla her yerde pazarlama

Karış katrelere umman bulasın

 

Gel talip gözünden kaldır nikabı

Yarın mahşer günü didar göresin

Bundadır farkeyle ümm-ül kitabı

Gördüğün davaya derman olasın

 

Hakkında buyunnuş allame-l esma

Senden zuhur etti bil cümle eşya

Kendini bil sensin nüsha-i kübra

Farkeyle özünü rindan olasın

 

Karışma bulanık akan sulara

Bed haline zebun olan kullara

Ömrünce hizmet et ehl-i dillere

Gönül hanesine mihman olasın

 

Talip benlik ile gelme meydane

Hak emrine uygun fiili rindane

Sakın uymuyasın aklı noksane

Yolunu takip et necat bulasın

 

Ne Yol´a talibsin ne Hakk´a kulsun

Sen Yol´u bilmezsen Yol seni bulsun

Sırr-ı men arefden haberin olsun

Davana hüccet-ül bürhan olasın

 

Otuz iki harfin hesabın görde

Dördü baki kalsın yedisi sırda

On yedi harfin aslına er de

Farkeyle gerçeği insan olasın

 

Yirmi sekiz kelime üçü de hece

On dördü gündüzdür on dördü gece

Lam elifdir cümle burçlardan yüce

Yerde gökte arş-ı Rahman olasın

 

Harfin manasında Hallak-ı alem

Rıza yı Hakkı gözet olagör ebsem

Habibidir Adem Aleyhisselam

Zebur, Tevrat, İncil, Kur'an olasın

 

Güzide der Hakk'a olmuşum bende

Farkeyle noktayı ba ile nun da

Bu kevn-i mekanın temeli sende

Böylece gözde-i Süphan olasın

 

-13-

Gel ey sofu Hak ararsan

Yönün dönder bize doğru

Ne buldun beyhude laftan

Yaşın vardır yüze doğru

 

Her suya karışıp akma

Sen seni odlara yakma

Er isen kem gözle bakma

Gelip giden kıza doğru

 

Düşme nefsin tuzağına

Cehdeyle yolun uzağına

Bir gün de ömrün bağına

Gazel iner güze doğru

 

Haberdar ol şeriattan

Yol bulasın tarikattan

Marifetten hakikattan

Eriş gerçek söze doğru

 

Güzide bildi suçunu

Seyretti Çin´i maçini

Gam değil çekti göçünü

Hakk´a giden ize doğru

 

-14-

Gel gönül bak şu insanların işine

Şimdi el kadehde şarap istiyor

Remz-i dili fehmetmeyen cahile

Arifin ağzından cevap istiyor

 

Ne bilsin şekeri şap sanan dürzü

Göremez Hakk´ı kör olmuş gözü

Kulluk makamına ermeden özü

Cenab-ı Allah'tan kitap istiyor

 

Güya sofu olup meydana çıkar

Yanaşma yanına nefesi kokar

Tilkidir her ine burnunu sokar

Cavidan ilminden kitap istiyor

 

Ma'rifetin gömleğini giyemez

Canı başı Hak yoluna koyamaz

Elifi fark edip be te diyemez

Hocaya varmadan küttab istiyor

 

Güzide derdi çok söyletir yadı

Gördüm bu dünyayı kalmamış tadı

Kanaraya dolmuş kelp ile kedi

Tepsi donatmaya kebap istiyor

 

-15-

Gel gönül dolanıp gezme cihanı

Sen cihan ararsan cihan sendedir

Sana nakledeyim kevn ü mekanı

Bil muhakkak kevn ü mekan sendedir

 

Birgün olur ecel yeter ardından

Hakkı devredersin fena yurdundan

Derde düşüp derman ara derdinden

Derde derman olan Lokman sendedir

 

Her köyde şehirde sultan eğlenmez

Her hanede aziz mihman eğlenmez

Her kırda bayırda insan eğlenmez

Arıt kalb evini mihman sendedir

 

Mürşid haktır niçin hakkı bilmedin

Men aref sırrına agah olmadın

Kondun göçtün bir murada ermedin

Bilir misin kardeş noksan sendedir

 

Varır bir gerçeğe aşna çıkarsın

Yok edip bu yükün yıkar bakarsın

Sular gibi her dem engin akarsın

Karışın katire umman sendedir

 

Özünü bilirsen gevher kanisin

Özünü bilmezsen bil ki fanisin

Şimdi bu mülkün sen Süleymanısın

Bunca hüküm bunca ferman sendedir

 

Güzide´m der birgün dünya fan´olur

Burda can verenler cenanı bulur

Kul olanlar sultan olur han olur

Baş indir kulluğa sultan sendedir

 

-16-

Gönül derdi kelam getirir dile

Aşkın deryasına daldığı zaman

Akar gözyaşlarım döndürür sele

Yar bizi sevdaya saldığı zaman

 

Kaçma cenan n’olur dosttan fedadan

Böyle haber aldık dar ü gedadan

Bize cevredenler bulur hüdadan

Alem ettiğini bulduğu zaman

 

Katibi gör erkanını yolunu

Olura olmaza açma sırrını

Sevdiğim bu edna fakir kulunu

Unutma derdinden öldüğü zaman

 

-17-

Her dem şükür olsun Gani Sübhan´a

Kula Hak´tan olur ihsan dediler

Derdimin dermanın sordum bir cana

Derdinden bulursun derman dediler

 

Kulak verme yalancının virdine

Er olanlar çıkmaz çaşıt yurduna

Olurun olmazın düşme ardına

Seni siga çeker şeytan dediler

 

Kamile mürşide yetir özünü

Çiğ lokma yemezler pişir özünü

İrfan eşiğinde hak et yüzünü

İrfanda bilinir arifan dediler

 

Mezhebim Ca´fer´dir güruhum naci

Ta ezelden ervahtan olmuşum hacı

Ademde tükenir alemin ucu

Bu ilmi anlamaz her can dediler

 

Benim pirim Hacı Bektaş Veli

Şükür dergahına yetirdim eli

Ta ezelden ervahtan kurdu bu yolu

Dört kapı on iki erkan dediler

 

Güzide´m der seçtim aktan karayı

Her hekime açmam derman yarayı

Lokman olan eder derde çareyi

Şimdi Sertabib´e Lokman dediler

 

-18-

Hey yarenler bu dünyanın

Ne tuzu ne tadı kaldı

Tükendi balı kaymağı

Ne yoğurdu südü kaldı

 

Şer tohumları ekildi

Şeriat göğe çekildi

Dava ya akçe döküldü

Ne müfti ne kadı kaldı

 

Yandı gitti asıl ocak

Ne kıyı kaldı ne bucak

Varıp müşkil danışacak

Fitne fücur adu kaldı

 

Hey Allahım yareden

Kurtar bizi Vareden

Doğru söz kalktı aradan

Hemen dedi kodu kaldı

 

Ey Güzide mahluk şaşdı

İblis araya dolaşdı

Karışdı cihan karışdı

Evvelkinin adı kaldı

 

-19-

İbret ile baktım fani dünyaya

Kimselerde ahd-i vefa kalmadı

Herkesin hizmeti kendi nefsine

Kimseden kimseye fayda kalmadı

 

Herkes öz başına rahat aradı

Dört kapının ancak kalmıştır adı

Bitmiş bu dünyanın lezzeti tadı

Gönüllerde muhabbet safa kalmadı

 

Artık bilinmiyor gerçeğin işi

Kin kibirle doldu dışıyla içi

Yularlandı şeytana insanın başı

Nasihat tutacak kafa kalmadı

 

Şimdi rağbet düştü yalana düşe

Herkes meyil verdi altın gümüşe

Tarikat yoluna Hünkar yetişe

Muhibde müridde vefa kalmadı

 

Güzide der unutma ikrarı andı

Çoğaldı dünyanın tuzağı fendi

Nice Süleymanlar tahtından indi

Yalandır bu dünya Nuh'a kalmadı

 

-20-

Medet Allah ya Muhammed ya Ali

Dertliyim derdime dermana geldim

Bûnlardan kurtaran Bektaş Veli

Dertliyim derdime dermana geldim

 

Hasan Hüseyin'le arttı firkatim

Zeynel Bakır Cafer melce-i zatım

Kazım Musa Rıza kabul eyle hacetim

Dertliyim derdime dermana geldim

 

Taki'den Naki'den ola hidayet

Hasan Askeri yareme el kat

Muhammed Mehdi dardayım gayet

Dertliyim derdime dermana geldim

 

Dervişlerin girer şala abaya

Sehven hata ettim geldim tövbeye

Niyazım var Hacı Bektaş Veliye

Dertliyim derdime dermana geldim

 

Güzide der Mevla'm sen bak halime

Medet mürüvvet fırsat verme zalime

On iki imam yardım eyle kuluna

Dertliyim derdime dermana geldim

 

-21-

Medet Allah Ya Muhammed Ya Ali

Kalma kusuruma aman efendim

Pirim Hünkar Hacı Bektaşi Veli

Kalma kusuruma aman efendim

 

Hatice Fatıma Düldül ü Kamber

Ya Hasan Hüseyin Şibbir ü Şebber

Bi-hakkın Abidin Bakır u Ca´fer

Kalma kusuruma aman efendim

 

Kerem kıl İmam Musa-i Kazım

İmam Rıza budur senden niyazım

İşimiz şehve ile hatadır bizim

Kalma kusuruma aman efendim

 

Şah Taki ba Naki şaşırma yolum

Askeri Mehdi´ye ayandır halim

Gayret sana düştü Pir Sultan Balım

Kalma kusuruma aman efendim

 

Katibi´m erenler kerem kanidir

Gönül görmek çün onların şanıdır

Dediler sizleri cömert ganidir

Kalma kusuruma aman efendim

 

-22-

Medet mürüvvet şu alemi yaradan

İnsanın önünden geçilmez oldu

Dört Kapı Kırk Makam kalktı aradan

Hallolup müşkiller seçilmez oldu

 

Döndükçe bu devran tersine döndü

Nice Süleymanlar tahtından indi

Şimdi tir endazlar hımara bindi

Merkebin tavrından geçilmez oldu

 

Eşek ile küheylanlar yarıştı

Bülbülün gül ile hali değişti

Tatlı suya acı sular karıştı

Bozuldu lezzeti içilmez oldu

 

Kargaya şahin derler kuzgun baz oldu

Bu mahluka davul zurna saz oldu

Kısalar uzayıp serv-i naz oldu

Danalara kaftan biçilmez oldu

 

Ut hicab kalmadı gelinde kızda

Şimdi sofular gönülde sözde

Biganeler hisse almaz bu sözde

Gayri Hak'dan yana gidilmez oldu

 

Esti şu cihana gaflet yelleri

Yıktı harap etti bütün illeri

Hain hırsız kesdi doğru yolları

Bak gör doğru yanlış seçilmez oldu

 

Güzide'yim aktı didemin yaşı

Elden çıktı elden ademin başı

Sineme uğradı hasretin kışı

Dolu badelerim süzülmez oldu

 

-23-

Men aref sırrına vakıf olmayan

Ma´nada bir huyu hayvan sayılır

Dört Kapı´yı, Kırk Makam´ı almayan

Her işi kem, eksik, noksan sayılır

 

Dünya arkasınca eyleme telaş

Bir ehl-i kamilin önüne dolaş

Umman olayım dersen katreye ulaş

Katreyi bulanlar umman sayılır

 

A´madır her suya karışıp akan

Varıp bir çöplüğe yükünü yıkan

Soyunup meydanda irfana çıkan

Hakikatte o kişi merdan sayılır

 

Güzide´m yüz sürüp geldim meydana

Medet senden şahım kalman noksana

Edeb sahibi yoldaş olsa bu cana

Hak onun katında mihman sayılır

 

-24-

Muhammed Ali´nin güzel yolları

Düşmüş ayaklara sürünür gider

Cihanı kaplamış küfür dalalet

Mahlukun önünden görünür gider

 

Dede derviş inkar etmiş pirini

Sormazlar talibin kisb ü karını

Önüne getirsen kanı irini

Helal haram demez barınır gider

 

Talibim demiş sapmış rah-ı haktan

Ona talip demek bir kuru bühtan

Giyinmiş eynine envarı kaftan

Başına taç etmiş vurunur gider

 

Katibi´m der gaflet meyinden içer

Sabra kararı yok göğ ekin biçer

Yılda bir kör bulur önüne geçer

Sanki günahından arınır gider

 

-25-

Sana bir nasihatim var

Gel yanıma hele kardaş

Uzakta arayıp gezme

Gitme ilden ile kardaş

 

Yarar isen Hakk'a yara

Bulasın derdine çare

Her suyun geçidin ara

Gitmeyesin sele kardaş

 

Dünya bir acayip haldır

Kimi elif kimi daldır

Bu bir başka derin göldür

Düşmeyesin göle kardaş

 

İman eyle kıyamete

Girmeyesin siyasete

Karga olma necasete

Arı ol gel bala kardaş

 

Dinle okunan fermanı

Bulasın derde dermanı

Terse savurma harmanı

Tane gider yele kardaş

 

Harama sunma elini

Her dem hıfzeyle dilini

Haramla kirletme elini

Halden gelir bela kardeş

 

Dünyaya satma varını

Gelip yüzerler derdini

Cahile deme sırrını

Destan eder dile kardaş

 

Bu sözlerin Bektaş-i'ye

Yanılıp gitme Nakş-i'ye

Uyma hal bilmez kişiye

Taş getirir yola kardaş

 

Güzide geldi cihana

Çok şükür olsun Süphan'a

Halin arz eyle sultana

Minnet etme kula kardaş

 

-26-

Sen seni yitirip gezme ırağı

Sen seni gör cümle eşya sendedir

Sen sende bulursun sende gereği

Sen seni gör cümle eşya sendedir

 

Adem değil midir. Allame-iesma

Adem değil midir nev-i musliha

Adem değil midir Müsha-i kübra

Sen seni gör cümle eşya sendedir

 

Adem değil midir bab-ıeyvallah

Adem değil midir ol Resul Allah

Adem değil midir sırr-ı Seyfullah

Sen seni gör cümle eşya sendedir

 

Adem değil midir nur-uarşullah

Adem değil midir kenz-i sırrullah

Adem değil midir Kabe beytullah

Sen seni gör cümle eşya sendedir

 

Yedi iklim yedi deryasendedir

Yedi ayet yedi esme sendedir

Yedi kitap yedi bina sendedir

Sen seni gör cümle eşya sendedir

 

Özün bilmeyene echel dediler

Yola gitmeyene efsel dediler

Benliğin farkedene ekmel dediler

Sen seni gör cümle eşya sendedir

 

Sen seni görürsen sensindelalet

Sen seni görmezsen sensin delalet

Sen seni islah et ki gele inayet

Sen seni gör cümle eşya sendedir

 

Sen seni bilirsen yeksanolursun

Sen kendi derdine derman olursun

Sen seni bilmezsen pişman olursun

Sen seni gör cümle eşya sendedir

 

Katibi der ki suret-i Rahman

Ademdir cümleye delil-i bürhan

Habersiz dolaşma ey gafil insan

Sen seni gör cümle eşya sendedir

 

-27-

Sırr-ı men arefden haberi olmayan

Gelip meclislerde babalanmasın

Kurba Ayeti'ne vakıf olmayan

Orada burada hocalanmasın

 

Yük üstüne yüksek binalar çatıp

Bal içine soğan sarımsak katıp

Talib köşesinde safsata satıp

Kendini bilmeyenler böbürlenmesin

 

Atsın içindeki çirkin huyları

Çekip kopaıtmasın çürük yuları

Zemzem diye her gördüğü suları

İçip sarhoşlukla badelenmesin

 

Asıl-zade asıl evlad kanı olan

Şem'a olan taban olan gün olan

Ölmeden evvel ölüp Hakk'ı bulan

Yanıp kül olsa da zedelenmesin

 

Güzide der pir postunda oturan

İçip gaflet meyin kendin yitiren

Gahi benlik gahi gurur getiren

Hünkar himmetinden nasib almasın

 

-28-

Sofu bizi niçin ta'an edersin?

Hakk´ı bilmek midir suçumuz bizim?

Leheb gibi puta baş eğmedik biz

Yoktur Menatımız haçımız bizim

 

Haramdan zinadan kavdan kaçarız

Hakk´a doğru menzil menzil göçeriz

Can baş meydanında serden geçeriz

Kurban-ı ilahidir koçumuz bizim

 

Kırkımızı bir tel ile yederler

Azmeyleyip Hak'dan yana giderler

Gönül ka´besini tavaf ederler

Günde yüz bin kere haccımız bizim

 

Sırr-ı Bektaşiyiz ayrı değiliz

Hemen sağ gezeriz sayrı değiliz

Birlikdeyiz ayrı gayrı değiliz

Bir kişi sayılır üçümüz bizim

 

Sırr-ı men arefden nefsimiz bildik

Mürşid kapısına tevbeye geldik

Gönül aynasını pak edip sildik

Taşradan görünür içimiz bizim

 

Kimimiz bir yerde irfan açarız

Gevherler saçıp müşkiller seçeriz

Hakikati iman ile geçeriz

Can çıkmadan yunur ölümüz bizim

 

Cümlemiz bir yerde mest oluruz

Mest oluben serden baştan geçeriz

"Şaraben tahura" kevser içeriz

Aliyye`l Murtaza suçumuz bizim

 

Kimimiz bir yerde cem oluruz

Dizilmiş bir tesbih muhib oluruz

"Lahmike" kavlinde bir can oluruz

Kimi kardeş kimi bacımız bizim

 

"Ente mut"un sırrına vakıf olmuşuz

Sağ iken ölmezden evvel ölmüşüz

Ayne´l yakın Hakk´ı burada bulmuşuz

Divanda sorulmaz suçumuz bizim

 

Güzide seyretti arşda zeminde

Hakkı isbat eder birlik ceminde

Akıl meclisinde irfan bezminde

Bulunur bir iki kaçımız bizim

 

-29-

Yer oynayıp gizli sular akınca

Ezan tebdil olup kanun çıkınca

Hükm-ü şeriatın kavli kalkınca

Softaların azdığı yıllar gelecek

 

Dünya sütlü meme herkes emiyor

Fitne fücurluğu elden komuyor

Hiçbir kimse malım yeter demiyor

Alıp götürmeye yeller gelecek

 

Kudretli kalleşe beli-bes diyor

İşleri bitince ketm-i dost diyor

Evlat babasından hizmet istiyor

Ektiğimiz biçmedik yıllar gelecek

 

Her düvel ayakta bu nasıl hikmet

Dünya benim diye kılıyor gayret

Ne Allah´tan korkar ne sayar ahret

Şehirler batıran harbler geliyor

 

Güzide okur akdan karadan

Hünkarım ayırma cemden sıradan

Bizi o günlere koyma Yaradan

Hayrı şerri belirsiz kullar geliyor

 

 

                                              -  Ozanlarımız  -