Âşık Remzâni

 

 

 

Er Mahmut Dede Ocağı (Kuzu Kıran)

 

Hüseyin ELMAS

Ağustos  2016

 

Anadolu ’da Alevilik yol ve erkânının, geleneklerinin günümüzde en yoğun yaşandığı bölgelerin başında Tokat gelir. Köyden kente göç ile birlikte kesintiye uğrayan yol ve erkân hizmetleri kentlerde yeniden yaşatılmaya başlandığında, Tokat Alevileri geleneklerini yaşatmaya herkesten önce çabalamışlardır.

 

Yakın geçmişte kentlerde Cemevleri kurulmaya başlandığında Alevilerin yoğun yaşadığı birkaç ana bölgede bile bu bin bir zorlukla başarılmıştır. Birçok canımız resmi makamların günümüzde bile devam etmekte olan izin vermeme, inşaatı yasaklama, yıktırma, mahkemelerde süründürme, hapis ve gözaltı gibi baskılarla karşılaşmıştır.

 

Cemevleri yaygınlaşmaya başladığında Tokatlı Alevilerin yoğun yaşadığı semt ve mahallelerde hızla küçüklü büyüklü cemevleri kurulmuştur. Bu cemevlerinin bir kısmına eski köylerinin adını ya da geldikleri bölgelerdeki ulularının adını verdiklerini gördük. Yani, yol ve erkânlarını diğer Alevilerden görülenden daha fazla hassasiyetle kente taşıdıklarını, cemlerini, görgülerini (görüm) sürdürdüklerini görüyoruz.

 

Ayrıca geldikleri köylere de cemevleri yaptırmışlardır. Böylece yaz aylarında cem ve görgü erkânlarını köylerinde sürdürmekte, uluları anma etkinlikleri düzenlemektedirler. Bu etkinliklere katılım da oldukça yoğundur.

 

Tokat Ocakları

 

Erenlerini ve ocaklarını incelediğimizde Tokat’ın, Anadolu ve Balkanlarda ocak yapısının en güçlü olduğu bölgelerin başında geldiğini görürüz. Hubyar Sultan, Keçeci Baba, Kul, Eraslan, Yağmur, Veli Babalılar ve daha bir ocakların ve erenin bu bölgenin bağrından çıktığını görürüz. Bu ocaklardan biri de Er Mahmut Dede Ocağıdır. Bu ocak taliplerinin ve dede ailelerinin çoğu çeşitli zamanlarda gerek iradi, gerekse zorunlu göç hareketleri sonucu Tokat’ın birçok köyü ve beldesine yerleşmişlerdir.

 

Araştırma yaparken konuştuğumuz ocak mensubu dedelerden öğrendiklerimiz, bu ocak üzerine bilgilerin son derece kısıtlı olduğunu gösterdi. Daha önceki sayılarda birçok ocak ile ilgili olarak ayrı ayrı belirttiğimiz gibi Tokat bölgesi, geçmişte Alevilere en yoğun baskı ve asimilasyon politikalarının uygulandığı yörelerimizden biridir. Buna karşı bu tekke ve dergâhlar, bu bölgede yaşayan Alevilerin baskı ve haksızlıklara karşı direnmesinin de merkezi olmuştur. Bu asimilasyon politikalarını bugün bile sürmektedir. Daha iki yıl önce Keçeci Baba Dergâhına zorla cami yaptırılmaya çalışıldığın şahit olduk.

 

Olasıdır ki; Er Mahmut Dede Ocağına ait belge ve bilgiler çeşitli zamanlardaki baskı ve asimilasyon uygulamalarının sonucu talan edilmiş ve yok edilmiştir. Hemen her ocakta rastladığımız bu meşum akibeti en ağır yaşayan ocaklardan birisidir Er Mahmut Dede Ocağı.

 

Ocak ile ilgili bilgileri kısmen Yerköy İlçe Halk Kütüphanesi Memurluğundan alınan bir dokümanda bulunmaktadır Ayrıca, Hünkâr Hacı Bektaş Veli Vakfı Dedeler Kurulu üyesi ve İstanbul, Avcılar, Yeşilkent’te kurulu Er Mahmut Dede Cemevinde yol erkân hizmetlerini yürüten ocakzade dostumuz Ali Nas Dededen bilgi aldık. Kendisinin, HHBVV yararına 3 Nisan 2016 tarihinde Esenyurt’ta düzenlenen, Mürşidimiz Veliyettin Efendinin de onur konuğu olduğu muhteşem gece için verdiği emekler Hünkâr Dergâhına yazıla.

 

Edindiğimiz bilgilere göre Er Mahmut Dede on ikinci yüzyılın ortaları ile on üçüncü yüzyılın başları arasında yaşamıştır. Doğum ve Hakk’a yürüme tarihleri kesin olarak bilinmemektedir. Keçeci Baba, yani Şah Mahmut-u Veli ve hatta Hünkâr Hacı Bektaş Veli ile görüştüğü rivayet edilmektedir. Horasan’dan Anadolu’ya göçen Urum Erenlerindendir.

 

Yazımızın sonuna eklediğim Kul Hasan deyişinden anlaşıldığına göre Er Mahmut Dede, Keçeci Baba ile yakın ilişkilidir. Hatta onun torunu olabileceğine dair bir ima vardır. Deyişte adı zikredilen Aziz Dede, Keçeci Babanın oğludur. Er Mahmut Dede Ocağının merkezi Turhal’a bağlı Erenli (Meyil) köyündedir. Türbesi de bu köyde, köyün yüz elli metre kadar yukarısında Tepetarla denilen mevkiidedir. Türbede iki kişinin yattığı, Er Mahmut Dede’nin yanında yatan zatın Keçeci Baba Ocağından Saçlı Dede olduğu rivayet edilir. Saçlı Dede adının ise bu zatın ömür boyu saçına sakalına bıçak değmemesinden geldiği söylenir.

 

Er Mahmut Dedenin halk arasındaki bir adı da Kuzu Kıran’dır. Bu ad ile ilgili şöyle bir menkıbe anlatılır: Bir gün evine gelen çok kalabalık misafirlerine kırk tane kuzu kesip pişirdikten sonra bu kuzuları tekrar diriltmiş, fakat kuzulardan birisinin ayağı topal kalmıştır. Bu yüzden Keçeci Baba kendisine Kuzu Kıran” demiştir. Er Mahmut Dedenin önceleri Çorum’un Karkın Köyü ile Fındıcak Köyü (Sivas, Yıldızeli’de geçen yüzyılın başlarında Çerkezlerin yerleştirildiği aynı isimle bir köy vardır. Bu köyün geçmişi muhtemelen Alevidir) arasındaki Dereköy’de, Deretarla denilen yerde yaşadığı anlatılmaktadır.

 

Kısraklar

 

Yine bir menkıbeye göre yaşadığı Deretarla’da koyun sürüleri ve kısrak atları vardır. Er Mahmut Dede birgün kısraklarını otlatırken kısraklar birden ürker ve kaçarlar. Dere boyunca Karkın üzerinden Turhal, Erenli (Meyil) köyüne kadar koşarlar ve orada çayır ve sulak arazilerinin olduğu Alan denilen yerde dururlar, buradan hiçbir yere gitmezler. Er Mahmut Dede de Dereköy’den çıkarak kısraklarının peşinden Meyil köyüne, Eskiköy denilen yere kadar gelir. Köylülerle karşılaşır, kısraklarını sorar. Köylüler kısrakların Alan denilen yerde olduğunu söylerler. Er Mahmut Dede köylülerle sohbet eder, fakat köylüler onun bir eren olduğunu anlamazlar.

 

Sohbet esnasında Er Mahmut Dede köylülere, “Siz bana komşu olun ben de size, ama burada olmaz” der. Bunun üzerine köylülerle birlikte yukarıda, yazıda bir yer bulurlar. Er Mahmut Dede, “Ben Burayı münasip gördüm, ya siz ne dersiniz?” diye sorar. Köylüler “Biz buraya geliriz, ama burada içecek suyumuz, evimiz, fırınımız yok derler. Bunun üzerine Er Mahmut Dede, “Ey komşular, suyunuzu ben akıtacağım. Bana bir kazan dolusu süt verin, ben köyün üst tarafındaki suyun gözüne dökeyim, buradan aksın” der. Köylüler “Hiç sütten su olur mu?” derler. İnanmazlar ve süt vermezler.

 

Köylüler süt vermeyince Er Mahmut Dede yaylaya çıkar, yaylada bulunanlardan bir kazan dolusu ödünç süt ister ve alır köye gelir. Köylülere, “Siz taş oluğun önüne bir kazan koyun, pınardan akan süt boşa gitmesin” der. Yaylacılardan aldığı sütle köyün şimdiki içme suyunun gözüne gider, sütü göze döker. Aşağıda, köyde pınarın önündeki kazana süt dolar. Er Mahmut Dede yaylacılardan ödünç aldığı sütü doldurur, onlara iade eder. Sonra köye geri döner. Bu durumu gören köy halkı Er Mahmut Dede’ye niyaz olurlar. Köylüler hep birlikte pınarlarını, evlerini, fırınlarını yaparlar. İnanışa göre Er Mhmut Dedenin yaptığı fırın hala durmaktadır, akıttığı su ise kayalık, kıraç bir yer olmasına rağmen yedi yüz elli yıldır gür şekilde akmaya devam etmektedir.

 

Türbe ve Cemevi

 

Er Mahmut Dede Ocağı dedeleri Meyil (Erenli) köyünde Dervişler (Soyadları Nas) ve Görpeciler adlarıyla anılan aileler olarak devam etmektedirler. Er Mahmut Dede ocağı Hacı Bektaş Dergâhına bağlıdır. Ocak dedeleri dergâhtan icazet alarak cem ve görgü erkânlarını yürütürler.

 

Talipleri ise Amasya’ya bağlı Ümük köyünde, Zile’ye bağlı Emirdolu köyünde ve Er Mahmut Dede’nin türbesinin ve soyunun bulunduğu Meyil köyünde bulunmaktadır. Türbe köylüler ve çevre halk tarafından ziyaret edilmekte, her türlü dilekler, muratlar için mumlar yakılmakta, kurbanlar kesilmekte, geleneksel Alevi adetlerinden olan çaput bağlanmakta, dilekler dilenmektedir.

 

Avcılar Erenli Köyü Er Mahmut Dede Kültürünü Tanıtma ve Yaşatma Derneği 2003 yılında kurulmuştur. Bu dernek halkın desteği ile Avcılar, Yeşilkent’te Er Mahmut Dede Cemevini yaptırmıştır. Yemekhane, kültür merkezi ve cemevi inşaatları 2007 yılına kadar tamamlanarak canların hizmetine açılmıştır. Ocak 2011 tarihinde bir trafik kazası sonucu Hakk’a yürüyen ünlü sanatçı Kıvırcık Ali bu cemevinden Hakk’a uğurlanmıştır. Kendisinin de bu cemevinin yapılmasına da büyük katkısı olmuştur. Dernek, ayrıca Meyil Köyünde bulunan Er Mahmut Dede Türbesinin çevre düzenlemesini de yapmıştır. Hizmetleri kabul ve makbul ola, Pir yardımcıları ola.

 

Meyil köyünün yaşayan gelenekleri arasında yeni evlenecek damadı bir pınarda yıkamak, üç gün üç gece düğün yapmak gibi Tokat kültürünün geleneksel adetleri vardır. Aşk ile erenler.

 

Kul Hasan

 

Er Mahmut Dede

 

Bir kapı açıldı girdim şarına

Ne güzel meskenin var Dede Mahmut

Huri kızları gark olmuştur nuruna

Ay gibi şavk verir Er Dede Mahmut

 

Hak eyvallah dedim dâr’ına durdum

Cemalini gördüm salavat verdim

Zahir batın senden umarız yardım

Cümle muratları ver Dede Mahmut

 

Yeşil nikap ile örtmüş üstünü

Gerçek erler mahrum koymaz dostunu

Er Hak meydanında gördüm postunu

Burcu burcu kokan gül Dede Mahmut

 

Durmaz aş kazanında kaynıyor küre

Gark olmuş yatıyor al yeşil nura

Binde bir can erer bu gizli sırra

Bu gizli libası sar Dede Mahmut

 

Aziz Dede’nin bir sevgili yârisin

Müminlerin sultanısın pirisin

Hidayet kıl nefesimiz yürüsün

Cümle muratları ver Dede Mahmut

 

Mahmut Dede, Ahi Baba’nın torunu

Elmas cevahirle bezetmiş şarını

Hak diyen kulların sınık yerini

Tabipsin Hünkârım sar Dede Mahmut

 

Kul Hasan’ım Ahi Baba ulumuz,

Başta değil etektedir elimiz

Zahir batın sana malum halimiz

İstiyoz muratları ver Dede Mahmut

 

 

                                                          -  Makaleler  -