Âşık Remzâni

 

 

 

Deyişlerin Dili 25

 

Aşk Bir Güneşe Benzer (Yunus Emre)

 

Dertli  DİVANİ

 

Aralık  2015

 

Merhaba dostlar, dergimizin 23. sayısında “Bir sakiden içtik şarap adlı nefesini yorumlamaya çalıştığım ve hayat hikâyesini aktardığım ulu ozanlarımızdan Yunus Emre’nin bu sayımızda da “Eşidin ey yarenler aşk bir güneşe benzer diye başlayan nefesini paylaşıp yorumlamaya çalışacağım.

 

Eşidin ey yarenler, aşk bir güneşe benzer

Aşkı olmayan gönül misal-i taşa benzer.

 

İşitin, duyun ey dostlar. Aşk güneş gibidir. Aşkı olmayan gönül taş gibidir. Güneşin tabiata ve tüm canlılara hayat verdiği gibi aşk da kişiye hayat verir.

 

Onu aydınlatır, olgunlaştırır, pişirir, kemale erdirir. Aşkı olmayan kişi ise taş gibi katı, yoz, cahil, duygusuz, görgüsüz ve ham insan olarak kalır.

 

Taş gönülden ne biter, dilinde ağu tüter

Nice yumuşak söylese sözü savaşa benzer

 

Nasıl ki taşta hiçbir bitki bitmez; taş gönüllü, katı, bildiğinden başka gerçeği kabul etmeyen, sabit fikirli, duygusuz insanlardan da sevgi ve güzellikler hâsıl olmaz.

 

Ancak dilinde kin, nefret söylemleri ve zehir gibi acı, ham söz olur. Nasıl ve ne kadar yumuşak konuşsa da sözleri incitici, kırıcı, yıkıcıdır.

 

Aşk erinin gül yüzü yumşanır muma döner

Taş gönüller kararmış şol yavuz kışa benzer

 

Aşk ehli olanın, sevgi dolu gönlü mum gibi yumuşaktır. Gönlünün güzelliği gül yüzüne yansır. Dünyada olan biten olaylara karşı duyarlıdır, her varlığa sevgi ile yaklaşır. Dost ve arkadaşlar arasında müşküllerin çözülmesinde gönül kırmaz, aşkla doludur.

 

Ne söylesen kâr etmez, katı, taş gönüllü olan insanlar, kara cahiller; kararmış şiddetli, keskin kışa benzer. İnsanları kendinden soğutur, uzaklaştırır.

 

Münkirler işin bilmez, işi ileri gelmez

Nice tâbir eylesen anlanmaz düşe benzer

 

İnkâr ehli olanlar doğru işi bilmez ve yaptıkları işten hayır gelmez. İnkârcıların işi; nasıl ve ne kadar da tabir eylesen, anlaşılmayan karmakarışık rüya gibidir. Bin bir hile ve kurnazlık dolu işlerine her insan akıl, sır erdiremez.

 

Hırs anı almışdürür, nefsine kalmışdürür

Kendi tatlı canına, yavuz yoldaşa benzer

 

İnkârcılar hırsına kapılmış, nefsinin esiri olmuş ve bir başına kalmıştır. Bunlar, kendinden başkasını görmez, kendi bildiğinden şaşmaz, kimseyi dinlemez ve kendi kendine yoldaştır.

 

Aşk kudret küresidir, sızdırır âşıkları

Kâlden hâle döndürür, andan gümüşe benzer

 

Aşk bir küre gibi etrafına ışık saçan enerji kaynağına benzer.

 

Âşıklar da bu kaynaktan sızarak ortaya çıkan ve bu kürenin etrafını sarmalayan ışık gibidir. Onun için parıldayan gümüşe benzer.

 

Âşık canı dinlenmez tâ dosta ermeyince

Dünyada kararı yok, pervazı kuşa benzer

 

Âşık olan, dosta erişinceye kadar durmaz çabalar. Pervane gibi döner durur. Dünyada başka bir şeyde karar kılmaz, maddi varlığa tamah etmez. Dostuna Hakk’a kavuşmak için çırpınan kuşa benzer.

 

Ol Sultan kapısında, ol Hazret tapusunda

Âşıkların yıldızı her dem çavuşa benzer

 

O Sultan’ın kapısında, Hakk’ın huzurunda âşıkların yıldızı her an Çavuş yıldızına (Venüs gezegeni, Çoban, Zühre, Seher yıldızı) benzer.

 

Mitolojide Gök Kubbe, Tanrı evi (kapısı) kabul edilir. Bu kubbenin içindeki her bir yıldızın da yeryüzündeki bir insanı temsil ettiği düşünülür… (Gökte bir yıldız kaydığında dünyadan bir insanın göçtüğü söylenir.)

 

Bâtıni olarak: Hakk’ın varlığından, özünden, zat-ı sıfatından var olan evrenkâinat onun varlığıyla dopdoludur.

 

Her yerde o vardır. Âşıklar özünü Hakk’a ulaştıran, Hak ile Hak olan, insanları aydınlatan, yol gösteren, kılavuz olanlardır.

 

Geç Yunus endişeden, gerekse bu pîşeden

Önden ere aşk gerek, andan dervişe benzer

 

Yunus, dünya varlığı için endişelenmekten, kaygılanmaktan ve bunu huy edinmekten vazgeç. Çünkü bir kişinin derviş olabilmesi için her şeyden önce ona aşk gerek. O yüzden aşk ehli olanlar dervişe benzer.

 

Aşk ile.

 

 

Yunus Emre

 

Aşk Bir Güneşe Benzer

 

Eşidin ey yarenler, aşk bir güneşe benzer

Aşkı olmayan gönül misal-i taşa benzer.

 

Taş gönülden ne biter, dilinde ağu tüter

Nice yumuşak söylese sözü savaşa benzer

 

Aşk erinin gül yüzü yumşanır muma döner

Taş gönüller kararmış şol yavuz kışa benzer

 

Münkirler işin bilmez, işi ileri gelmez

Nice tâbir eylesen anlanmaz düşe benzer

 

Hırs anı almışdürür, nefsine kalmışdürür

Kendi tatlı canına, yavuz yoldaşa benzer

 

Aşk kudret küresidir, sızdırır âşıkları

Kâlden hâle döndürür, andan gümüşe benzer

 

Âşık canı dinlenmez tâ dosta ermeyince

Dünyada kararı yok, pervazı kuşa benzer

 

Ol Sultan kapısında, ol Hazret tapusunda

Âşıkların yıldızı her dem çavuşa benzer

 

Geç Yunus endişeden, gerekse bu pîşeden

Önden ere aşk gerek, andan dervişe benzer

 

 

Sözlük:

 

Ağu: Zehir, ağı, sem.

Almışdürür: Almıştır, almış olmalı. Almış olmak.

Andan: Ondan.

Anı: O’nu.

Aşk Eri: Aşk ehli.

Derviş: Hak yola girmiş, yolun kurallarına bağlanmış, alçak gönüllü, hoşgörülü kimse.

Eşidin: İşitin, duyun.

Hâle: Ay ve güneşin etrafında görülen parlak daire.

Kâl’: (Kâlden hâle döndürür) Koparma, koparılma, sökme, sökülme, yerinden çıkarma, çıkarılma.

Kalmışdürür: Kalmıştır, kalmış olmalı, kalmış olmak.

Münkir: İnkâr eden.

Ol Hazret: O Hazret, Tanrı, Hak.

Ol Sultan: O Sultan, Tanrı, Hak.

Pervaz: Uçmak, uçuş, kanat çırpmak.

Pîşe: Kâr, meşguliyet, huy, alışkanlık, meslek, sanat edinmek.

Şol: Şu.

Tâbir: İfade, yorumlama, anlatım, deyim.

Yavuz: İyi, gürbüz, güzel. Sert, kızgın, keskin. Güçlü, çetin, şiddetli.

 

                                                          -  Makaleler  -